ateizm

entry1222 galeri video6
    329.
  1. allah'in muhammed'e ilk emri neydi? oku, wikipedia oku!
    muhammed ne cevap verdi? ingilizcem zayif, internet yavas, wikipedia bos, ivir zivir.
    mustafa kemal araya karisip ne dedi? efendiler, yahut efendimiz, ogrenilir, hizlandirilir, doldurulur.
    muhammed bozuldu biraz allah'in onunde. o gun bugundur kemalistlerle dinciler arasinda husumet vardir. [editorumun tavsiyesine uyarak girizgahi sizofrenik tuttum ki ratingler artsin].

    gerci wikipedia diyorum ama orjinal iddia sahibi orada yazilani buraya yanlis veya eksik aktarmis, cemaat de osuran imami gorup 5 arttirmis. allah bu kavram kargasalarina daha fazla dayanamadi ve beni ateizmin kulu ve elcisi olarak, sizlerin ufak, sungerimsi beyinlerinizi aydinlatayim diye yolladi. secim vaatlerim sunlardir: orjinal iddiayi ozetle, onu curut, o iddiaya gelen tepkileri ozetle, onlari curut, kotu bir kafiyeyle bu isi bitir, ismail turut.

    yazar arkadasa ait orjinal iddia:
    1) teizm, tanri varligini ispatlamayi amaclar. ateizm ise tanri/larin var olmadigini kabul eder.
    2) eger tanrının yokluğu ispatlanabilseydi, "teizm" varlığını sürdüremeyeceği için, karsiti olan "ateizm" diye bir kavram da olmazdı.
    3) eger tanrinin varligi ispatlanabilseydi, teist inanc kesinlik kazanacagi icin ateizm anlamsiz bir kavram olacakti.
    4) bir inanç zıttı olmadan da varlığını sürdürebilir. ancak karşıtı, varlığını karşı olduğu inancın varlığına borçludur. yani ateizm hicbir zaman tanrinin yoklugunu ispatlayamaz.

    ----------

    1) bu resimdeki 7 mantik hatasini bulalim. ilkin bastaki tanimlar kotu. teizm ispat amaci tasimaz, tanimi da esnektir. dar anlamiyla "olan bitene mudahale eden, iletisime gecen tanri veya tanrilara inanc" diyelim. ateizmin tanimindaki eksiklik ise daha muhim. ateizm hicbir yaraticinin olmadigina dair pozitif inanc da olabilir, boyle bir yaraticiya dair inancin olmamasi da. bunlar farkli seyler. ustelik, insan her turlu yaraticiya ayni mesafede degil. ornegin, ibrani dinlerin tanrilarina (eski ahitin cilgin tanrisi veya kuran'in allahi gibi), yahut yunan tanrilarina karsi pozitif ateist olunurken (kesin yoktur bunlar), deizm konusunda agnostik (bilinemez/bilinebilir ama ben bilmiyorum), apateist (umrumda degil, hayatima bir etkisi yok), yahut negatif ateist olunabilir (varligina dair bir inanc beslemiyorum). bu karisima bakarak hangi etiketi yapistirirsiniz? ben pratik nedenlerden oturu boyle bir kombinasyona yine ateist derim.

    2a) simdi tanimlari saglamlastirdiktan sonra basliyoruz: "tanrinin yoklugu ispatlanabilseydi, teizm varligini surduremezdi".

    burada dilin sinirlari semantik ikilemlere yolaciyor. "ispatlanabilseydi"den kasit, "teorik olarak ispat edilebilirligi olsaydi" ise, bu argumani curutmek kolay, cunku zaten bu is sadece teoride kaldigi icin bircok inanc ortaya cikmistir diyebiliriz. 1915'teyiz, einstein relativite teorisini bize anlatti. teorik olarak kanitlanabilir bu fikir, uzayda deney yaparak mesela, ama daha bir 50-60 senesi var. ee? ben simdi "inanmiyorum bu teorinin sonuclarinin gercek olabilecegine/olamayacagina" diye pozisyon alamayacak miyim 1915'te, bunlara olasiklar atayamayacak miyim?

    yok eger "ispatlanabilseydi"den kasit, "farzedelim ki birileri ispatladi" ise, bir kere ilk sorun, bizim disimizdaki birseyin varliginin/yoklugunun yuzde yuz ispatlanamayacagindan kaynaklaniyor *. ama bunu gecelim, diyelim hakikaten ispatladik, o zaman teizm, ispatlanmis birseye karsi inanc olarak hayatini yine de surdururdu. bugun dunyanin milyarlarca yillik oldugu kanitlanmisken halen incildeki gibi 6000 senelik olduguna inananlar mevcut *.

    2b) devam ediyoruz, "teizm olmayacagindan, ateizm de olmazdi". cunku bunlar karsit kavramlarmis.

    tanimlari duzgun yaptigim icin teizm ile ateizmin illa birbirine tam zit kavramlar olmadigini biliyoruz. ornegin, tanri kavramindan (dolayisiyla yoklugunun kanitlandigindan) habersiz insanlar tanim itibariyle implicit ateisttirler (egitim almamis cocuklar gibi). fakat guclu ateizmden bahsediyorsak dahi yanlis oluyor bu iddia. yani tanri'nin yoklugu ispatlansaydi dahi, ateizm tanim itibariyle inanc olmaya devam edecek. tanrinin yoklugu bilgiye donusuyor, bilginin tanimlarindan biri de "justified true belief"tir (gettier problemleri filan var da konumuz disi). yani ben yercekimi ivmesinin ne oldugunu deneylerle ispatladiktan sonra da ucaktan atladigim zaman yere 9.8m/s ile ivmelenecegime inanmaya devam ediyorum. farkim, inanmak icin daha iyi nedenlerim olmasi. "9.8izm" diye bir etiket manasiz olsa da kavram devam edecektir.

    3) yukarida yazdigim herseyi ters cevirerek bunu da yanlislayabiliriz.

    4) matrix'i goren neo gibi cesit cesit mantik hatalari goruyorum. bir kere, "teizm kendi basina varolur ama ateizm zitti olmadan varolamaz" dusuncesi yanlis. diyelim gotizm diye bir inanc uydurdum, evrenin hep varoldugunu, yaratilmadigini soyluyor. zitti olmadan varolabilen bir inanc. sen de e-gotizm denen, evrenin hep varolamayacagina inancini fwd maillerle yayan bir akim kuruyorsun buna karsilik. hem teizm hem de gotizm bu sekilde, birbirine ihtiyac duymadan varolabiliyorlar. bitti. ikincisi, ateizmin her taniminin teizmin tam zitti olmadigini da ogrendik. ucuncusu, yani ile baslayan son cumle bir non sequitur, ilk ikisinin dogal sonucu degil. simdi bunlari hep gozardi etsek bile, dorduncu noktaya, zurnanin zirt dedigi yere gelelim. iddia su sekilde: kendine ateist diyen adam tanrinin yoklugunu ispatladigi mikrosaniyede tanim itibariyle ateist olmayi birakmak zorundadir. ee, yine de ispatladi adam. ateist iken ispatini yapti, bitirdi, hemen akabinde de o sifatindan kurtuldu.

    ---------------------

    yazar arkadasın bu yazisina gelen cevaplardan anladigim kadariyla pek kimse yazarin ne dedigine bakmamis. o yuzden de elli kere burden of proof denmis. tabii ki iddia sahibi ispatla mukelleftir de burada "madem ateistler allahin yoklugunu ispat edemiyor, oyleyse allaha inanmalari lazim" denmemis ki, oyle bir derdi yok.

    tabii buradaki gazi almis ateist tepkilerinde, orjinal iddialari anlamamasina ve tamamen farkli seylerden bahsetmesine ragmen arkadasa destek cikan, ustune de her turlu cevabi kendine yoneltilmis sayarak "bu da olmamis, benim iddialarimi cevaplamiyor" diye teker teker dalga gecen man at armsin rolu buyuk. adam resmen gelip tartismayi caldi, helal olsun. caldi ama bu onun dediklerini yanlis yapmiyor, ona da bakmak lazim:

    ona gore bu "gayet tutarlı, ve kuvvetli dindar sorusu" imis. tutarli olmadigini anlattim ama dindar sorusu da degil, cunku ayni soruyu teizmin tanrinin varligini ispat edememesi seklinde de duzenleyebiliriz. devam ediyor: "ateistin yapması gereken tek şey, "evren yaratılmamıştır, çünkü maddenin kaynağı budur, yapısı budur, ve şöyle şöyle oluşmuştur" şeklinde basit bir açıklama getirmek".

    ilkin yine tanimlar sicmis. en basit ateizm tanimini okumadan gelen birinin "ateistler o kadar cahil ki herseyi teker teker anlatmak gerekiyor" demesi komik oluyor. ateist adam alternatif bir aciklama getirmek zorunda degil, cunku bir inanc eksikligi onu ateist yapmak icin yeterli. ikincisi, 1)'de de bahsettigim gibi kuvvetli ateizmi savunan biri dahi capini teizmle, hatta ibrani dinlerle sinirlayabilir, daha muglak inanclara gelince de daha az iddiali konusur (diyelim apateist agnostik olur, var boyle bisey), biz buna yine pratik nedenlerden dolayi ateist diyebiliriz.

    [tanri inanci spesifiklestikce, test edilip onaylanabilirligi de artiyor. bunun kitabi da var: "god: the failed hypothesis: how science shows that god does not exist ". ornegin sonsuz iyilik, guc ve bilgi sahibi bir tanrinin (allah gibi) mantiksal olarak varolamayacagi one surulebilir. dualarin ise yarayip yaramadiklari da test edilebilir (edilmistir, bir boka yaramiyorlar placebo disinda). bu dinlerin kendi iclerinde dahi tutarli olmadiklarini anlamak icin (teoloji ve mantik calisarak), insan uydurmasi olduklarini dusunmek icin (psikoloji, sosyoloji ve tarih calisarak), kalkip maddenin kaynagini aciklayabilmemize (teorik fizik calisarak) gerek yok]

    ucuncusu, her sart altinda kuvvetli ateizmi savunan birini dusunelim (iyice kolaylastiriyorum man at arms'in isini). madde nereden geliyor sorusunu teist yahut deist herhangi bir yaratici ile aciklamak, sadece bir seviye daha kompleksite eklemekten baska birsey yapmiyor. o yaratici nereden geldi? kendine kendine vardi. yok ya, o zaman madde de kendi kendine vardi. bir seviye daha az karmasik oldugu icin de ateizm daha olasi bir teoridir. bu da onu mevcut teoriler arasinda en olasi yaptigi icin, kuvvetli ateizm inanci mantiklidir. bitti. ayni seyi zaman ekseninden de yapabiliriz.
    -big bang'den once ne vardi?
    -yarrak vardi, kurek vardi guzel kardesim. ne oncesi, zaman big bangle yaratildi zaten
    -doyurucu degil, birsey olacak oncesinde. bir ilk neden, bir prime mover olacak, 2500 yillik aristo argumanlarini burada tekrarlayacagim.
    -tamam ulan, diyelim yaratici vardi. allah falan da degil, cehennem/seytan/peygamber/kiyamet gibi ekstra iddialari olmadigindan olasiligi cok daha yuksek bir yaratici vardi, hatta bilincli bile olmayan bir guc olsun bu. e o gucten once ne vardi? nedir bunun entropi cizelgesi?
    -hasa summe hasa, oncesi yok.
    -big bang'in zamansizligina kafan basmiyor da cok daha karmasik bir varligin kendine kendine, sonsuzluk boyunca varolabildigi inanci mi aklina yatiyor, kalp gozune goruluyor, seni rahatlatabiliyor?

    yanisi, bu sartlar altinda, her turlu hava ve arazi kosullarinda kuvvetli ateist olmak icin benim evrenin sinirlarini qed diye kanitlamam gerekmiyor, diger teorilerden daha olasi oldugunu kanitlamam yeterli. yaptim, oldu bitti. hele diger ateistler icin durum daha kolay

    ----------------

    son olarak, bu tartismalarda beni cok rahatsiz eden bir dizi goruse degineyim:
    -"bu bir inanc meselesi, birakin herkesi, isteyen inanir, isteyen inanmaz"
    -"inanç veya inançsızlık bilimle ilgili değildir, içten gelir, bilimin konusu degildir"
    -"bilim ve din ayri sorulari cevaplarlar, ikisi de insanin farkli ihtiyaclarina cevap verir, kardes kardes yasayin"

    simdi kimse inanc ozgurlugunu, anayasal haklari tartismiyor, buna dikkat cekerek kofti prim yapmayalim. bunun otesinde bilgi ve inanc ayri seyler degil. insanin bir tane bilgiye ulasma yolu var. gozlem yaparsin, gorduklerini bir teoriyle aciklamaya calisirsin. kesinligine gore buna inanc veya bilgi dersin. icten gelen, kictan cikan bir bilgi kaynagi falan yok. bunlara cahil (ornegin yildizlarin goz kirpan melekler oldugunu dusunen zamane insanlari, yontemleri yoktu boyle aciklamalar getirebiliyorlardi ancak) yahut sizofren diyoruz (napolyon olduklarina cok "icten" inanan bir suru kisi var), ki onlar dahi kaynaklarini eninde sonunda dis etkilerden aliyorlar.

    bilimsel metod gelistikten sonra ortada dolasan bircok inanis/teori muthis bir hizla yikildi veya yanlislardan ayiklandi. test edilemeyenler ise, akla mantiga uygunluklarina gore ve sosyal kurumlarin baskisina bagli olarak ayakta kalmaya devam ediyorlar. hristiyan olmak, gunumuzde, yildirimin zeus'un kicindan ciktigina inanmaktan daha akla yatkin birsey. herkes bunda hem fikirdir. e bunu daha olasi yapan ne peki? niye akliniza daha cok yatiyor? neden kimse kalkip "zamaninin en buyuk medeniyetlerindeki insanlar, bilimden bagimsiz, icten gelen vahiylerle bunlara inandilar, biz de inanalim, en azindan saygi gosterelim" demiyor? yahut mantari atip, "abi icten gelen bilgiyle kurda kurta donustum, ote taraftan seyler gordum" diyen samana niye inanmiyorsunuz, ya hakliysa demiyorsunuz?

    inanc, gozlemlerden ve mantiktan bagimsiz, apayri kulvardan gelen bir bilgiye ulasma yolu olsaydi, boyle bir siralama, akil filtrelemesi de olmazdi. millet sirf inanc diye, gozlemden/disaridan bagimsiz ikinci bir bilgi turu diye, fantastik seyler iddia eder (akil hastalari gibi) ve bunlar genel kabul gorurdu.

    ornegin, vecde geldigin zaman icinde olusan duygu patlamalarini icten gelen ayri bir bilgi kaynagi sanman, mantar alip garip garip halisunasyonlar goren birinin de baska boyuta gectigini sanmasi kadar manasiz birsey. teorik olarak samanin da, sufilerin de, napolyon'um diyen adamin da evrenle ilgili iddialarini curutemem, hissettiklerini de reddedemem (other minds problem) ama bir olasilik atayabilirim. noroloji, psikoloji hakkinda bildiklerimiz isiginda [mesela beynin degisik bolgelerine elektrik akimi uygulayarak dini/mistik hisler yaratilabiliyor, sara hastalarinin bazilari bu fenomenin dogal hali], elbette bu insanlarin alfa kanalindan hakikaten de evrenin yaraticisiyla baglantiya gectikleri teorisine atayacagim olasilik az olacaktir. disardan gelen inputlar var, beyin bunlari hafizadaki bilgilerle harmanlayip ya efendi gibi, sistematik olarak yorumlar, teori olusturur, ya hiyar gibi algida secicilik veya benzeri tuzaklara duserek yorumlar, kotu teori olusturur ya da tamamen ami gotu dagitmis, kimyasi alt ust olmus bicimde yorumlar, mantar kafasi, vecd kafasi olur. halbuki hepsi benzer islemler.

    bunlarin ustune, zaten bir cografyada dogup buyuyen herkesin (yuzde 99'unun) sansina, icinden gelen bilginin ayni olmasi, ote yandan sinirlarinin hemen otesindeki insanlarin ise bambaska bir ic bilgiye sahip olmasi imkansizlik derecesinde bir tesaduf olurdu.

    bu nedenlerden oturu, inancin farkli ve esit derecede saygi gormesi gereken bir bilgi turu oldugunu, kavgayi ayirmaya gelen abi edasiyla tekrarlamak yerine, inancin, cogu zaman bilimsel metodun buyutecinden gecmedigi icin, insan psikolojisi, sosyal yapi, algi bozukluklari, mantiksal yanilsamalar, telkin ve propaganda gibi faktorlerden etkilendigi icin, daha az guvenilir bir bilgi hali oldugunu anlamamiz lazim.

    dolayisiyla critical thinking veya suphecilik yerine bu tur bir dusunus sekline prim verildigi zaman, hayatin her alani aksiyor. topu topu 70 yillik hayatindaki eylemlerinden (bazilari icin 70 aylik, 70 saniyelik hatta) sonsuza dek cezalandirilmayi yahut odullendirilmeyi iyi bir adalet anlayisi sanan bir beynin, sekuler adalet konularinda da dogru duzgun isleyebilecegini dusunmuyorum. insanin angutlugunu tamamen kompartmentalize etmesi zor; inanci, hele hele kosulsuz inanci erdem sayan, sorgulamayi korelten dusunce sistemlerinde yetisenler, sekuler alanlarda da dogru duzgun karar veremeyeceklerinden insanlik din disindaki alanlarda da ilerleyemiyor.

    hele bu kisisel eksiklikler duzeyinde kalsa neyse, din organize oluyor, kurumsallasiyor. yani din sisede durdugu gibi durmuyor; oyle insanin ruhsal ihtiyaclarina cevap verip, onlari rahatlatan bir uyusturucu olmaktan cok ote, bilimin alanina giren (yani test edilebilir) hipotezlerle cesitli olaylari aciklamaya calisan, o aciklamalarla da sosyo-politik yasami duzenleyen bir felsefeye, kurum/kurulusa da donusur. kurtaj hakkidir, kok hucre calismalaridir, kadinin mahkemedeki sahitliginin erkegin yarisi etmesidir, prezervatif kullaniminin gunah olmasidir, esini aldatmanin olumle cezalandirilmasidir, vs, sittin tane konuyu kurumsal bir gucle etkiliyor. dunyevi iddialari ve karsiligi olmayan yaygin bir din yok; bircok ateistin dahi gorece sempatiyle baktigi budizm bile cok kati sosyal bir hiyerarsiyi, abuk subuk kurallari ve asalak bir ruhban sinifini beraberinde getiriyor. dinlerin sosyal etkilerinin minimuma indirilmesi sart; bu bakimdan da ben ateist, agnostik falandan ote, basbayagi antiteistim (hadi bakalim, bir kavram daha)
    0 ...