içimdeki kanlı isyanları bastırmak için diğer yarımı acımasızca görevlendiğim çok zaman olmuştur. işte bu yüzden bu isyanlara teget geçemeyen bir bünyem var. asi yanım doğruları bir bıçak gibi keskince söylerken, sufi yanım hep bu asi yanı gözyaşları içinde kabullenir ve yaralarını sarmalar. böylelikle kucaklaşırlar ve ıslık çalarak oradan uzaklaşırlar.
iki kere iki dört kadar gerçekçi ve suratın ortasına vurulan büyükbaba tokadı kadar da haklı bir tespit. nasıl olmasın ki? dışarıdaki diktatörlerin halklarına şirin görünüp bonusları toplamayı seven bir başbakanımız var. peki, acaba bizlere karşı nasıl davranıyor, biraz düşünün. gerisini link söylesin. ahanda burada: