kör yine öldü ve yine badem gözlü oldu. durduramıyoruz efendim.
anlamıyorum ki arkdaş. ne zaman ünlü birisi ölse arkasında karalar bağlayan alakasız tipler peydah oluyor. evet, ölüm üzücü bir şey, kötü bir şey; kaka ölüm. ama bokunu çıkartmanın da herhangi bir anlamı yok ki canım ciğerim. allah rahmet eylesin. ne demişler her canlı ölümü tadacaktır.
sözlüğe bakıyorum da hayattayken hakkında yazılan yüz yirmi iki yazı. bunlarında büyük bölümü (saymadım; atıyorum) olumsuz. hayatını kaybettikten sonra altı yüz küsür. yok şöyle üzüldüm, yok böyle üzüldüm, ağlamaktan pipim düştü, o kadar göz yaşı döktümki götümde ağaç yeşerdi, bla bla bla..şiir yazan var amına koyım.
ya ben çok gerizekalı bir insanım da bu aşırı tepkilere anlam veremiyorum ya da bu yazıları yazanlar, ağlayanlar sızlayanlar gerizekalı. bu konuda kesin kararımı daha vermiş değilim.
hani neresinden baksan o kadar sahte bir durum ki sözlükte yaratılan, ölüm gibi trajik bir durumu bile bir durum komedisine dönüştürmeyi başarabiliyor. işin daha komik yani burada ağlayan sızlayan bu bebelerin tamamı çoktan unuttular bile. akıllarından bambaşka şeyler var artık. çünkü öyle görmüşler, öyle öğrenmişler; mühim olan şekilciliktir arkadaşım. şeklini koyduysan, göz yaşını döktüysen, ondan sonrası fasa fiso.
bugün, kim bilir kaç kişi, kim bilir kaç farklı yerde ve kim bilir kaç farklı şekilde hayatını kaybetti?
not: şundan da eminim ki bu yazıdan sike sürülmeyecek anlamlar çıkartacak insanlar var aramızda. onlara şimdi den selam eder, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim.