once

entry101 galeri video1
    39.
  1. 2006 yapımı John Carney filmidir.

    Öyle bir film ki, en "baba" müzikaller bile bu denli etkileyici olmayı başaramadı gözümde, zamansız ve şov amaçlı parçaları, yok yere dansa başlayan milyon dolarlık şöhretleri ile. Oysa ki irlanda'dan çıkıp gelen bu filmde The Frames isimli grubun solisti olan Glen Hansard'ın gitarı ve sesi ile halihazırda bir piyanist olan Marketa irglova'nın tuşlara dokunuşunun tarifsiz bütünleşmesi insanı şarkıları tekrar tekrar dinlemeye, dinledikçe daha bir bağırarak eşlik etmeye teşvik ediyor. Filmin bu denli sıcak ve doğal olmasının önemli bir nedeni de iki başkarakterin de oyuncu olmaması. 1 saat 26 dakika gibi kısa bir süredeve basit bir hikaye etrafında, üstelik bu sürenin yarısını -belki daha fazlasını- birbirinden güzel parçalar ile geçirerek bu denli sıcak bir film yaratmak gerçekten inanılmaz.

    --spoiler--
    Umutsuz bir aşkın peşinde Londra'da sürüklenen ve annesinin ölümüyle Dublin'e, babasının yanına dönen delikanlımız -ki filmde bir isim geçmiyor- babasının dükkanında elektrikli süpürge tamir ederken bir yandan da sokaklarda şarkılarını söyleyerek yaşamını kazanıyor. Çek Cumhuriyeti'nden Dublin'e kızı ve annesiyle,kocasını geride bırakarak, göç etmiş kızımız -o da isimsiz- ise aynı sokaklarda çiçek satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Ve bu iki dünyanın bir akşam kesişmesiyle iki ilişki mağlubu, hayat mağduru , ki isimsiz olmalarının temel nedeni de bu durumdaki her ademoğluna sesleniyor olması bence, zevk aldıkları şeye, müziğe sığınarak bize bol bol ziyafet sunuyorlar. Tabi öyküye tanıklık ettikçe sevginin illa ki bir öpücük ya da beraber olmak değil; doknumadan öte, aynı havayı solumanın, aynı kaldırıma oturmanın verdiği mutluluk olduğunu hatırlıyoruz.Filmin sonu da bizi sevgi denen kavram hakkında düşünmeye mecbur bırakıyor zaten.
    --spoiler--

    alıntı : http://antifa-kutay.blogs...dogru-insan-kac-kere.html
    0 ...