her otobus duraginin daimi kaderi olan insanlardir bunlar. ruhu, bedeni, ici cekilir sevdicegi gorunce. asla otobusu kacirmazlar, her zaman erken cikip durakta yerlerini alirlar. gizli a$k beslenen ki$i ufukta goruldugunde "aman sabahlar olmasin!" kahkahalari yukselir iclerde bir yerde. a$ik olunan ki$iyle ayni otobuse binilmiyor ise kesinlikle ondan once binilip terkedilemez durak. once o binsin, doya doya izleyeyim, i$e gec kalsam bile problem degil diye du$unur ve akabinde kariyer hayatini belki de ba$lamadan bitirir. neyse sorun degildir. ve fakat eger ayni otobusun yolculariysa muhakkak o ki$iyi net ve caktirmadan izleyebilecegi bir koltuk secer kendine. eger otobus kalabalik ise oturdugu yeri payla$ir, kendisi ayakta ustelik platoniginin dibinde yolculuk eder. garip bir mutluluk ya$ar.
bir gun platonik hisler beslenen ki$i gelmezse kesinlikle ki$inin gunu berbat gecer. paranoyaya baglar kendini.
-acaba ta$indi mi?
-lan yoksa manita yapti da eleman sabah onu almaya mi geliyor?
-lan evlendi mi?
-yoksa artik minibuse mi biniyor?
alir ba$ini gider bu du$unceler i$te..
ve elbet 2 kelime laf etmek zorunda kalir;
-kiz- pardon, günaydin
+erkek+ gügü gü günaydin*
-kiz- fazla biletiniz var mi acaba?*
+erkek+ ....
-kiz- hmm?
+erkek+ ....
-kiz- var mi?
-erkek- ehmm tabi buyrun.
-kiz- cok te$ekkur ederim*
bundan sonrasi ki$inin atilgan, saldirgan, yapi$kan tavirlarina, cesaretine baglidir. verilen o bilet ya mutluluga atilmi$tir ya da ertesi gun sadece geri doner ve her $ey eskisi gibi devam eder.