hapishane şiirleri

entry22 galeri
    17.
  1. Çankırı Hapishanesinden Mektuplar IV

    Sıcaklar bildiğin gibi değil
    ve ben ki yalı uşağıyım,
    deniz ne kadar uzak...

    ikiyle beş arası
    cibinliğin altına uzanarak
    ter içinde
    kımıldanmadan
    gözlerim açık
    dinliyorum sineklerin uğultusunu.
    Biliyorum :
    şimdi avluda
    duvarlara çarpıyorlardır suyu,
    kızgın, kırmızı taşlar tütüyordur.
    Ve dışarda, otları yanmış kalenin eteğinde
    bir kezzap aydınlığı içindedir
    simsiyah kiremitleriyle şehir...

    Geceleri birdenbire rüzgâr çıkıyor.
    sonra kayboluyor birdenbire.
    Ve karanlıkta canlı bir mahluk gibi soluyup,
    yumuşak, tüylü ayaklarıyla dolaşarak
    bizi bir şeylerle tehdit ediyor sıcak.
    Ve zaman zaman
    ürpermelerle duyuyoruz derimizin üstünde
    bir korku halinde tabiatı...

    Bir zelzele olabilir.
    Zaten üç günlük yere geldi,
    salladı çapanoğlu Yozgad'ı.
    Ve yerlilerin kavlince :
    altı tekmil tuz madeni olduğundan
    yıkılacak Çankırı şehri
    kıyametten kırk gün önce.

    Yatıp bir gece
    başın bir kalasla ezilmiş,
    çıkmamak sabaha...
    Ölümün bu kadar körü ve mendeburu...
    Ben yaşamak istiyorum biraz daha,
    daha bir hayli yaşamak.
    Bunu birçok şey için istiyorum,
    birçok
    çok mühim şeyler.

    (bkz: Nazım Hikmet)
    0 ...