sözlük yazarlarının itirafları

entry163105 galeri video563 ses32
    21788.
  1. 7. sınıftayken, matematik yazılı kağıdımı hocaya vermemiştim. sınavın sonuna kadar beklemiş, herkesin kağıdını vermesi sırasındaki kargaşadan faydalanarak, katlayıp cebime koymuştum. sınava hiç çalışmamıştım ve kötü almaktan korkuyordum. gerizekalı ben, hocanın kağıdımı kaybettiğini düşünerek, beni yeniden sınav yapacağını zannetmiştim. sonrasında, sınıfta hoca bana "dimebag, kağıdın yok, nerde olabileceği konusunda bi fikrin var mı?" diye sormuş, ben de "ıı-ıh" gibi rezzzalet bir cevap vermiştim. eh, hoca elbette ki benden akıllı ve de tecrübeliydi. aileme intikal etti bu mesele. akşam yemeğinde babam beni, sanki çocuk psikoloğuymuşcasına sorgulamış, ama benden beklediği itirafı duyamamıştı. ben hala kimse anlamadı zannederek hayatıma devam ediyordum. hoca beni yeniden sınav yaptı. bence, bir 7. sınıf öğrencisine göre, dünya çapındaki en zor sınavdı. kasıtlı hazırlandığını çok sonraları fark edecektim.. sınavdan 42 aldım. evet, 42. diğer sınavlarımda, hoca beni hep en ön sıraya oturttu. güvenini kaybetmiştim. bu da bana ders oldu, hakikaten. üniversitede mazeret sınavlarına bile girmedim bu yüzden.

    bir insanla ilgili ilk görüşte ne düşünüyorsam, tuhaf bir şekilde değişmiyor bu. o insanı tanıdıkça da, tam zıttı özelliklerinin de olduğunu görsem, ilk intibamı destekleyecek bir şeyler mutlaka oluyor.

    babamla, ufak çaplı da olsa, rahatsız edici bir tartışma yapan bir komşumuzun arabasının lastiklerini indirmiştim. ama not da yazmıştım, ön lastiklere dikkat şeklinde. o kadar da kötü değilim.

    bir insana tipinden dolayı gülen insanlardan nefret ediyorum. yani, şişman ya da çok zayıf birini görünce, çirkin diye adlandırdıkları birini görünce (vb. durumlarda) bok varmış gibi gülen insanlardan gerçekten nefret ediyorum. bunun örneğini de en son zuhal topal'ın evlilik programında gördüm. kadının biri, onu beğenen adamın tipini beğenmediği için kahkahalarla güldü. sinir oldum.

    sınıf arkadaşlarımla birlikte mezun olamazsam diye çok korkuyorum.

    uzun uzun itiraf yapanlara özendiğim için ben de uzun uzun itiraf yapayım istiyorum, ama becerebilecek miyim, bilemiyorum.

    babaannemin en yakın arkadaşım olduğunu düşünüyorum. sanırım o da benimle ilgili aynısını düşünüyor.

    yiğit özgür'ün karikatürlerinin birinden etkilenerek, iş başvurusu yaptığım bir yeri aramış ve "beni arayacağınızı söylemiştiniz, aramayınca korktum, başınıza bir şey mi geldi?.." diye sormuş ve ordaki patronu çok sinirlendirmiştim. evet, sinirlenmişti mal adam, ne vardı ki sinirlenecek?

    küçükken (çok da küçük değildim aslında) örümcek ısırmıştı beni ve gerçekten spiderman tarzı bi evrim beklemiştim kendimden. tamam, çok kısa bir süreliğine ben de dedim kendime, gerizekalı mıyım acaba diye..

    yanımda fotoğraf makinem olmazsa kendimi eksik hissediyorum, kendime güvenim azalıyor sanki..

    aklıma çok şey geliyor ama yazamıyorum.

    sanırım burda bitiriyorum.
    9 ...