uyumamak için direndiğim, en sonunda diğer çocukları da uyutmadığım anlaşılınca tecrit edildiğim oyuncakhanede kendi kendime oyun oynamaya başlamayı öğrendiğim öğretmenli hapishane. uykusuzluğu orada öğrendim. sigara içip dedikodu yapmaya meraklı anaokulu öğretmenlerinin molalarını böylece bölmeyi de. ilkokulda da uykusuzluğum galip geldi, ortaokul lisede kahveyle tanıştım, ondan sonra hiç uyuyamadım. kendi hayalleri ve oyuncaklarıyla büyümek işte bu yüzden güzeldir, bütün çocuklar horul horul öğleden sonra uykularının tadını çıkartırlarken, ben batan kış güneşini pencereden izliyordum. anaokulu uyumadan güzeldir *.