geçenlerde kızılayda yürüyorum a a bir baktım sospetto, seslendim arkasından sospettooo sospettooo duymadı. koştum arkasından meğerse kulaklığı varmış, nihat doğan dinliyormuş. felsefesini öğrenmeye çalışıyormuş. çok düşünceli bir yazardır, gel biraz iki laflayalım dedim. işi olmasına rağmen kırmadı, arkadaşlıktan önemli mi dedi, iki çay içtik. çok tatlıydı da! çay mı tatlıydı yoksa sohbet mi bilemedim şimdi.