küçükken,yıllarca televizyondan karda bekleyen arabaları izlemişizdir. ne kadar vahim olduğu insanın başına gelince anlaşılan vahim durum.
şehir dışındasınızdır. haberlerde, gelen kar yağışının haberlerini izliyorsunuz. televizyonlar bas bas ertesi gün kar yağacağını söylüyor. sizin ise, önünüzde, bolu dağını geçmek için en az 10 saate ihtyacınız var.
ve kader anı. gerede mevkiinde kar taneleri, camınızı kaplamaya başlıyor. yavaş yavaş rampalar çıkılmaya başlıyor. sağ tarafta ise, zincir takmaya hazırlık yapan sürücüler adeta kuyruk oluşturmuş durumda.
aman allah'ım. o da ne? debriyaj ayağınızda usulca kaymaya başlıyor. evet evet. sizinde anladığınız gibi. tekerlekler dönüyor ama araba gitmiyor.
duruyorsunuz. arabada zicirin z'si yok. kar lastiği? oda ne? ve yavaş yavaş güneş batmaya başlıyor. karanlık çöküyor. yanınızdan arabalar vızır vızır geçmekte. dururlarsa kalkamayacakları için hiçbiri suratınıza bile bakmıyor.
depodan benzin çekip ateş yakmak, yedek lastiği yakıp ısınmak gibi izcivari düşüncelere kapılmaya başlıyorsunuz. yok kardeşim yok. bir allah'ın kulu yok derken karşıdan eşekli bir köylü beliriyor.elinde ne mi var? içi çay dolu bir termos.
arabayı bırakıp, aşağıdaki köye; kahveye inin diyen köylüye, ezberinizdeki bütün duaları ediyorsunuz.
içimizi ısıttıktan sonra, arabanın yanına döndük. ne araba var nede başka bişi. yok anasını satayım. araba yok! sonra dikkat ettiğinizde, arabanın kardan bembeyaz olduğunu görüyorsunuz. anten ise, karların arasından isyankar ve bir o kadarda azimli bir halle sırıtıyor.
bacaklar dize kadar sırılsıklam. eller mosmor. kulaklar, dokunsanız kırılacak cinsten.
yavaş yavaş ortam kalabalıklaşıyor. sizin ile bekleyenler çoğalıyor. bir etkileşim, bir sinerji, bir dostluk başlıyor. nerden geliyor sunuz?, nereye gidiyor sunuz? soruları havalarda uçuşuyor. ortamın sıcaklığı, havayıda ısıtıyor sanki.
daha sonra, içi zincir dolu bir minibüs geliyor. heralde tanesini, 200 milyondan okuturlar diye düşünürken, 40 milyon liraya bırakıyorlar. cennetlik bu adamlar cennetlik. hayatınızın en hızlı zincirini lastiğe monte ediyorsunuz.
yaklaşık 8 saatlik bir bekleyiş mutlu sonla bitiyor ve yola koyuluyorsunuz. arkanızda bıraktığınız bolu dağları, size sinsi sinsi sırıtmaya devam ediyor. insanoğlu bir kez daha doğaya yeniliyor.