mısırda yaşanan "devrim" in sözcüsü konumunda batılı medya hatta al-jazeera gibi büyük medya kurumları aracılığıyla parlatılan şahıs. kahire'ye kemal derviş'in ankara'ya gelişi gibi gelmiş bir adam milyonların isyanının sözcüsü müdür? bir durup düşünmek de fayda var aslında. uluslararası atom enerjisi kurumu gibi göstermelik kurumların başlarına kimler, ne gibi adamlar, kimler tarafından getirilir? bunu da düşünelim bir kez daha. "ya kardeşim abdnin 30 yıllık müttefiki devriliyo, ne alaka abd parmağı? abd ve israil kaygı içinde" gibi düşünenlere de şunu hatırlatmakta yarar var. değil 30 yıl 100 yıllık dostu olsa ne farkeder? saddamda bir ara abdnin dostuydu? halkı mı inidirdi? hayır. abdye rağmen mi indirildi? hayır, bizzat abd tarafından. konjonktür değişince abd ya da daha genel konuşalım; küresel at oynatıcılar için ne gerekliyse o yapılır.aa halk bu işin içinde yok mu? var tabii.temeli yok mu isyanın? o da var,eyvallah. ama bana abdnin rahatsız olduğunu kimse iddia etmesin. hele hele isyanın sözcüsü yaptıkları adamı görünce hiç iddia etmesin. mülayim köpek gider, havlayan köpek gelir. kimse de "aa ne güzel araplar sonunda akıllandı,özgür bir sisteme,halk iradesinin iktidarına kavuşuyo" gibi polyannacılıklara kapılmasın. halka adalet dağıtan ve sosyalizm sembolü olmuş abdünnasıra amerikalıların verdiği desteği ve sonra da 6 günde mısırı neye çevirdiğini hatırlayın. heyecan iyidir,umut da iyidir eyvallah da dünyada bu kadar puştluk yaşadıktan, gördükten sonra hala nasıl kuşkuyla yaklaşılmaz bu olaylara anlamak mümkün değil.
