türkiye'de 18 şubat 2011'de vizyona girecek olan film. öncelikle, filmin senaryosu yok gibi. zaten film tek bir olay üzerine kurulu. tek bir olay üzerine kurulu olmasına rağmen son derece etkileyici bir şekilde gösterildiğini düşünüyorum. izleyici filmi izlerken sürekli geriliyor ve filmin sonunda ne olacağını merak ediyor. o açıdan çok başarılı buldum filmi. filmin sonuna kadar heyecan bitmiyor.
filmi izlerken kendimi hep aron ralston'ın yerine koydum. elim bir kayanın altında kalmış olsaydı herhalde hayatım cehenneme dönerdi. onun o kayadan kurtulmaya çalışması sürekli içimi acıttı. benim için en etkileyici sahnelerden birisi aron'un güneş ışığından faydalanmaya çalıştığı sahneydi. bulunduğu yere günde sadece 15 dakika güneş ışığı vuruyordu ve o sahnede güneş ışığının ne kadar değerli olduğunu anladım. açlıktan lenslerini yemesi de başka bir ilginç sahneydi benim için. kendi çişini ve kanını içtiği sahneler her ne kadar mide bulandırıcı olsa da kendimi onun durumuna koyduğum zaman yaptıklarına anlam verebildim. kolunu kestiği sahne ise son derece moral bozucuydu. ama son çare olduğu da çok aşikârdı. son sahnelerde ise acayip pis bir göletten su içmesi ne kadar kötü durumda olduğunu gösteriyordu. bana para verseler yapmam dediğim şeyleri öyle bir durumda seve seve yapardım sanırım.