evrim dedikleri olay bu olsa gerek. insan nereden nereye diyor. daha dün fazilet partisi kadın kollarında broşür dağıtmakla görevli sıradan bir kadının başarı öyküsü.
emine erdoğan'ın evlenmeden önce sıradan bir ailenin kızı olduğunu biliyoruz. bana kalırsa hâlâ sıradan bir ailenin, sıradan bir kızı (kadını).
o değil de, daha dün kuru ekmek edebiyatı yapanlar, 12 bin ytl ile geçinemiyorum diyenler, dünyanın sayılı markalarından harvey nichols'dan alışveriş yapar oldu! mağazanın websitesini gezerseniz bir çantanın 10.000 $ olduğunu görürsünüz. tayyip "geçinemiyorum" derken haklıymış. haftada bir harvey nichols'a alışveriş yapmaya giden emine hanım, "yapma emine sultan" kocanı, maddi durumunu, yetersiz kalıp geçinemediğini hiç mi düşünmüyorsun?
ki sen; emine erdoğan'san fakirliği, perşembe pazarı'nı biliyor olman gerekli. parasızlıktan bursla okuduğun o günler hiç mi gelmiyor aklına? ya da fazilet partisi kadın kollarında attığın nutukları anımsamıyor musun?...
yılda bir gösteriş olsun diye lösev'e ebem de gider. ve hatta, ebem giderken habercileri arayıp koordinatlarını bildirmez. benim ebem istemez öyle manşet olmayı "emine hanım lösev i ziyaret etti" ! aynı özveriyi, haftada bir harvey nichols'a giderken de yapınız. arayınız gazetecileri... öyle mossad ajanları gibi gizli gizli mağazaya girmeyiniz.. siz ki özgürlük naraları atan ezik müslümanlardansınız..siz ki, vatan ümmet mekke edebiyatını bilen... siz ki, ticaretten, tacirlikten anlayan postmodern lan neyse..
hayatta oluyor böyle şeyler. yapabilene helal olsun..kıskanıyorum lan..