eğer ki bir gün amsterdam bürüksel paris yapacaksanız size tavsiyem sadece amsterdam yapmanız. zira bürükseli zaten geçiyorum paris inde louvre saint michael ve eifel gibi herkesin bildiği şeyler dışında çok cazip olmadığını söylemeliyim. o yüzden sadece amsterdam yapın yada illaki louvre a gideceğim diyorsanız paris i boşverin tüm tatilinizi sadece louvre a ayırın son 1 günde saint michael ile eifel e galan gidin ve otelinizde louvre a yakın bir yerde cadde üzerinde insanın eksik olmadığı bir yerde olsun. neyse.
iamsterdam her yerde görebileceğiniz dev slogan amsterdam da. gelelim amsterdama özgürlüğün ülkesi kültür düzeyi yüksek insanlar çok bilinçli hemen hemen herkes ingilizce biliyor dil sıkıntısı yaşamıyorsunuz. uçakta 30 yıldır amsterdam da yaşayan bir abi ile yolculuk ettik yanımızda oturdu çok türk var dedi ama onlarıda göremedik desem yeridir. sanırım sadece 2 tane turist türk dışında türk görmedik. ama her yerde döner kebab var. içeri girdiğinizde ise dükkan sahibi olan türk yok yerine dükkanda çalışan asyalı veya ispanyollar var. hatta ispanyollar çok türklere benziyor türkmüsün diye sorduğunda espanyolee falan diyiveriyolar.
24 saat kadar gerçidik amsterdam da. uçaktaki amsterdamda yaşayan türk abi bize 4 saat boyunca anlattı zaten ne yapacağımızı biliyorduk. güvenlik sıkıntısı olmadığından rahatlıkla gezebileceğimizden bahsetti öyle de oldu. önce pasaport kontrolü. gayet sistemli çok sıra olmadan çok iyi ingilizce konuşan bir polis memuru bize hoş geldiniz amsterdama ne kadar kalmayı planlıyorsunuz diye sordu ve iyi eğlenceler diledi mühürü vurup gönderdi.
hemen havaalanının altından metroya bindik biletler tamamen e ticket ve atm sistemi. atmlerden ticket alıyorsunuz tek yön çift yön gibi. ama ticket almazsanızda sorun olmuyor muş onu gördük. biletleri alıp aşağıya indiğimizde ne bi bilet kontrol noktası nede trenin içinde bilet kontrolunden geçtik.
gelelim amsterdam central station a. uluslararası bir tren istasyonu. her yerde info deskler mevcut. eğer ki aval aval bakınırsanız hemen bir görevli gelip size yardımcı olabilirmiyim diye sormakta.
otelimizin adı mevlanaydı internetten bulup türk oteli sanıp gittik zira türkler açmış ama sonrasında devretmişler. youth hostel olarak geçiyor 5 kişilik odalarda kalıyorsunuz. şehirde en yüksek bina 4 katlı. geneli ise 3 katlı. yeni bina yok. sismik açıdan son 10 yıl içerisinde ciddi bir hadise olmamış. neyse girdik otele gayet güleryüzlü bir bayan barmen. aynı zamanda resepsiyonist miş * hemen karşıladı gerekli işlemleri yaptı çantalarımızı odaya bırakıp soluğu van gogh müzesinde aldık. gidiş tramvayla tramvayda bilet ile ama ona da bilet soran eden yok ilk seferinde bilet alsakta ikinci seferinde bilet almadık. van gogh müzesi bu güne kadar gördüğüm en müzelerden biri. giriş 14 eu. içeride 50 metre uzunluğunda bir banko var arkada da üniversite öğrencileri çalışıyor. bir vestiyerden bahsediyorum giysilerinizi çantanızı şemsiyenizi herşeyinizi bırakıyorsunuz askıya asıyorlar size de bir numara veriyolar ve müzeye giriyorsunuz. müze ve eserler için ayrı ayrı yazmak lazım aslında ama kısaca 3. katta monetler var gidecekler monetin işlerini görmeden çıkmasın pişman olurlar. ayrıca van gogh un eserlerini biliyorum diyenlerde boşuna sevinmesin zira nası yani falan diyerek gezdik farklı üsluplarda farklı tekniklerle hiç görmediğimiz resimleri mevcut. foto çekmek yasak.
müze turumuzu tamamlayıp 9km mesafedeki otelimize döndük fakat yürüyerek. böylece hem amsterdamı gezme fırsatı yakalayacaktık hem bir şeyler yeme fırsatı hemde bol bol fotograf çekecektik.
telefonumun gps modulu çok işimize yaradı zira hiç kaybolmadık zaten amsterdam da kolay kolay kaybolunabilecek bir yer değil. şehirde hiç araba yok. arabası olanı dövüyorlar gibi bir durum var. hatta ertesi gün trende giderken otobanda gördük ki otoban bomboş tek tük araç var hatta otobanları çoğunlukla kamyonlar tırlar falan kullanıyor.
zaten her yer trafiğe kapalı. halkın refah seviyesi ve eğitimi bir çok şeye yardımcı olmuş bu şehirde. mesela hiç dilenci görmedik. sokak kedi ve köpeği görmedik. gibi gibi.
amsterdam çok ucuz bir yer. burger king te 2 adet double cheeseburger menü 2.95 eu. hemde büyük seçim. patetesleri çoook lezzetli. patetes kızartması sevenler girsinler burger a patetes kızartması yesin. ayrıca soslarda ücretsiz. burda aynı menüye büyük seçim 30 liraya yakın bir rakam veriyoruz onuda belirtmek gerek.
milleti kazıklayalım nerden ne çarpsak kardır gibi bir mantaliteleri yok. mesela insani ihtiyaçların hepsi çok ucuz ve ulaşması rahat. buna sex te dahil. bir örnek vermek gerekirse tuvaletlerin önünde bağış kutuları var tuvaletler paralı değil. isterseniz unescoya bağışta bulunuyorsunuz.
şehrin içinde red light district denen bir bölge var. kırmızı ışıklı sokaklar ayrı bir konu isteyen özelden sorsun * ama şunu demeliyim insanlar bu bölgede aileleriyle bile geziyorlar. fiyatlarıda 20 eu ile 250 eu arasında değişiyor. ama ortalama 50 ;) bir çok yere gitmek için bu bölgeden geçmek zorunda oldugunuzuda unutmayın. ama çok normal. its normal.
gece yarısı oldu ve otele döndük 9km yi tamamladık yorgunduk bu arada otelde internet bilardo vb gibi her şey ücretsiz sadece bira kahve vb şeylere para ödüyorsunuz. cafe de lau kocaman bardakta gelen köpüklü bol sütlü bir amsterdam kahvesi oteldeki fiyatı ise 2 euro. türkiyede starbucksta bu ayarda bir kahveye 10 lira verdiğimizi unutmayalım. ki tr de uyduruk bir çay içseniz otelde 5 yada 10 lira yazarlar adisyona. bira çok daha ucuz 1 euro. bu arada 2 tane ispanyol hatun geldi yemek getirmişler onları yediler bol soğanlı bir şeyler yediler biz yerlerken rahatsız olduk taa ki odaya çıkana kadar gerçekle karşılaşmamıştık. odaya biz çıktıktan sonra o 2 ispanyol hatun geldi. ve soğan kokusundan kırılmaktalar ;) geceyi beraber geçirdik tahmin ettiğiniz gibi.
mevlana otelde gecelemenin bedeli 7 euro. mixed dorms denilen bir sistem uyguluyorlar. kız erkek karışık yani. bu arada ispanyol arkadaşlarımız oldukça samimi ve sıcaktılar biz soğan kokusuna alıştıktan sonra 3-4 saat sohbet muhabbet ettik.
sabah 7 de kalktık ve kahvaltı bile etmeden soluğu amsterdam central da aldık. alt katından 2 tane baget aldık fakat bunlar sanwich baget. fiyatları ise oldukça makul 1.5 eu ile 3 eu arasında değişiyor. kahve ise 2.5 euro genelde ama en sonraki markete giderseniz harika bir kahve makineleri var otomatlı starbuckstaki venti büyüklüğünde bir bardak alıyorsunuz ve ağzına kadar kahve dolduruyor alet fiyat ise 1.25 eu. kahvenin tadı ise mükemmel..
ayrıca dini bütün kardeşlerimiz için avrupada bir çok paket ürünün üstünde hallal yazıyor. bu konuda hassas olanlar afiyetle hallal ürünleri yiyebilirler.
yukarı çıkıp hsp ( high speed train ) thalys ı beklemeye koyulduk bu sırada bir foto daha çekeyim dedim ki memory full uyarısı aldım eyvah dedim çünkü otele döndüğümüzde kahvemi yudumlarken otelin bilgisayarına geçip kartı üzerine takıp fotoların bir kısmını facebook a eklemiştim ve kartı card reader ın üzerinde unutmuştum. ve geri dönüp alabilmek için çok geçti. beklerken 2 tane çok şık görevli geliyor. bonjoour diyor. önce fransızca konusuyolar sonra siz ingilizce konusunca yarım yamalak ingilizceleri ile sizi durmanız gereken thayls noktasına götürüyorlar. bu işlemi gar daki herkese yapmaktalar. tren bileti üzerinde 9.16 yazıyor ve tren 9.15 te gelip 9.16 da kalkıyor. yolculuk oldukça hızlı geçiyor zira 301 km ile gidiyor tren. hava muhalefetinden dolayı 301 yapmaktaymış yaz aylarında daha hızlı oldugunu anlıyoruz. ayrıca camdan dışarı baktıgınızda focus yapamıyorsunuz hiç bir şeye sadece uzaklardaki şeyleri görebiliyorsunuz.
fransızların sinirlerimizi bozacağının ilk izlenimlerini bu trende yaşıyoruz zira o bonjoour diyen iyi giyimli thalys memurları alzheimer çıkıyor ve yarım saatte bir gelip bilet soruyorlar. sorgu işlemi herkese gibi görünsede kimilerine gülümseme şeklinde ama bize biletleri alıp pasaportları alıp uzun uzaya bakıp tekrar tekrar aletlerine okutup gerçekleşiyor.
saat 12.00 yer paris nord. devamı (bkz: #10644600).
sonradan gelen el cid kirvemin isteği ile edit : arkadaşlar o tramvaylarda aslında çok sıkı denetimler varmış. denetime yakalansak 70 euro ceza ödermişiz. iyi ki denk gelmemişiz. siz siz olun biletsiz binmeyin.