sabah televizyonları açtığımızda saddam ın heykelini terlikle döven adamı görünce şaşırmış ne olduğunu anlayamaıştık. sağ olsun medyamız bizi aydınlattı ve ısrarla ırak a demokrasi geldiğinden dem vurdu. ırak a gelen demokrasi her ne kadar ülkemizdeki gibi ''ileri demokrasi'' olmasa da 2. sınıf insan ! olan basit ortadoğulular için yeterliydi.
genişletilmiş ortadoğu projesi çerçevesinde ırak a ilk adım atılmış suriye ve iran için gerekli zaman ve zemin beklenmeye başlamıştı. sonradan öğrendik ki proje sadece ortadoğu ile sınırlı kalmayacak kuzay afrika ülkelerine de demokrasi getirmek için uygun zaman ve zemini bekleyecekti. dikkat edin '' ileri demokrasi'' değil çünkü afrikalılar da 2. sınıf insan ! .
uzatmaya gerek yok. ben siyaset uzmanı değilim. sadece günlük gazeteleri okuyan, tarih meraklısı, siyasi makaleler takip eden sıradan bir vatandaşım.
aklıma ilk gelen soru bayram değil seyran değil afrikalı insanlara bu demokrasi hevesi aniden nasıl geldi. ? daha düne kadar işinde gücünde olan sıradan insanlar, kitapçı, balıkçı, manav, bakkal, kasap vb. ne oldu da aniden böyle bir aydınlanma dönemine girdi.
parçaları birleştirmek kolay. ırak işgaliyle beraber ortaya çıkan genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika projesi hayata geçmiştir. artık azgın bir kanser hücresi gibi tüm kuzey afrikayı saracaktır. yine birileri çıkacak bu projeyi savunacak ve başkanlığını yapmanın gururunu yaşayacak ve yaşatacaktır.
anadolu da bir tabir vardır : ''zikmeyeceği güvercine yem vermez'' diye. amerikanın çok da ipinde değildir kuzey afrikalı insanların demokrasi ve özgürlük talepleri. afganistanı hatırlayın. amerika afganistan da zibilyon dolarlık yeni maden yatakları keşfederek oraya götürdüğü demokrasinin acizane karşılığını almıştır.
e kuzey afrikalılar da eşşek değil petrol yatağı mı olur, maden mi olur bilemeyiz ama onlardan da çalışır bir şeyler.
biz de el oğlunun petrolü vatandaşına nasıl ucuza sattığına hayret ederiz.
biz 4 liraya alıyoruz benzini ama bizim demokrasimiz ileri. genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika yan gelip yatma yeri değildir.
zincirleri kırmak, insanın kulağına hoş geliyor ilk duyulduğunda değil mi ?