yemek yapmayı bilmiyormuş. geçen aradı yemek tarifi filan istedi. garip bir şeyler tarif ettim; pul biberli, salamlı hatta parmak sucuklu filan. denemiş başarılı olmuş, hatta bunun sonunda evlenme teklifi bile almış. nasıl teşekkür ediyor anlatamam. ya da anlatayım ya n'olcak? * hastalık hastası bir de, ha bir de acayip takıntılı. bu aralar bana takık sanıyorum. ceylinadan boşan beni al filan dedi ama bunu yapamam dedim çok üzüldü. yataklara filan düşmüş en son. *