her fırsatta yoz tüketime, kokuşmuş modernliğe, insani değerlere tecavüz eden teknolojiye küfürler edip, kendimce onurlu yaşarken sınırlarına girmemle; her şeyi unutup aberkırombi eşofman altlı, babasının aldığı bmw ile hatun kovalayan çocuk ya da sol kolunu dik açıyla tutmuş, çantası ve iphoneyla bol makyajının hakkını veren gerizekalı kız tandansı yakalamama sebep olan mobilya marketi.
kendimi kaybediyorum. o kadar çok şey beğeniyorum ki, o kadar seviyorum ki kendimden utanıyorum. param da olmadığı için küçük kuzenime oyuncak fil ya da köpek alarak ayrılıyorum. marketten çıkıp arabaya bindiğimde o tatlı filin kıçına eklenmiş kocamaaaan iki üç tane etiketi görüyorum. endüstriel dünyaya nefretle doluyorum tekrar, ta ki bir dahaki ikea ziyaretime kadar. işte o güne kadar yalandan "farkında" adamı oynamaya devam ediyorum.