adı bilinmeyen bir kasabaya rastlamış herhangi bir yere giderken tebessüm. kasabanın çocuklarının yüzleri hiç gülmezmiş ihtiyarlarının da, zaten kasabada hiç gençte yokmuş, sadece genç değil ne bir okul ne de içinde öğretmen sadece taştan harabe bir yapı varmış.
kasabanın içine girdiğinde tebessüm üzülmüş halkın içlerinde bulunduğu hüzünlü durumu görünce ve bir şeyler yapmak istemiş. işe koyulmuş tebessüm yüzünde ki o güzel gülüşle kasabanın ihtiyarlarına neşe vermiş, taştan harabe yapıyı okul'a çevirerek te çocukları neşeye, bilgiye ve yüzlerinden hiç bitmeyecek bir gülüşe boğmuş.
tebessümün gitme vaktı geldiğin de kasaba'nın ihtiyarları ve çocukları onun gidişine üzülmüşler son kez ve daha sonra o kasaba bir daha hiç üzülmemiş.
Yüzündeki tebessümün tüm kasabalara uğraması dileğiyle. *