ulusal kanallarda bilgilendirici olarak belgesel yayınlayan ender kanal olduğu inkar edilemez. hele ki rtük tarafından yayın yasağı yada cezai işlem sonucu mecburen belgesel tarzı bilgilendirici yayın yapma zorunluluğu olan ucube yayın hayatımızda, bu tarz kaliteli yayın yapımı ve müslümanların ağırlıklı olduğu toplumda bu tarz yayın absürt değildir + normaldir.
tüm dünya hatta özellikle avrupa-abd inançsız bir toplumda düzen ve değer yargılarının + olarak sağlanmasının tek yolu güç olduğunu, bunun da demokrasi denen şaçmalıkta mümkün olmadığını bilerek özellikle gençlere değer yargıları-inanç ölçüsünde toplum mühendislerince gerekli yönlendirmelere ağırlık vermektedir.
tüm avrupa da anayasal sistemde laiklik vurgusu sadece (fransa ve yanılmıyorsam-yanılıyorda olabilirim doğu avrupa ülkelerinden biri slovenya olmak üzere) 2 devlette geçtiği aşikar iken ateist yada bazı izmlere ve doğmalara olan saplantı ile sosyolojik gerçekleri inkar ederek konuya yaklaşmamalıdır.
mesela; dün akşam aslan-çita-timsah gibi yırtıcı etçil hayvanların avlanma-yaşam alanları ve iklim göçü ile etçil-otçul hayvanların karşılaşmaları ile ekolojik dengede yaşam ve hayatta kalma savaşlarını konu alan belgesel yayınlandı. orjinal dilde olmaması ve düblajın vermiş olduğu -'lik ile bazı arka plan seslerinin olmamasına rağmen görsel bir şölendi.
insanların acizliği ve kalitesizliği-cahilliği ile ön planda olan kim şu kadar para ister, bilgisizlik yarışması yada yeteneksizlik üzerine dans-show programlarından daha iyi olduğunu kabul etmemek için genetik aptallığın tavan yapması lazım.
eğer belgeselde allah-yaratılış yaklaşımından rahatsız olunursa, bu yaşam döngüsünün tesadüfen oluşmuş gibi algılama yapılması tavsiye olunur ama kalitesiz ve insanların düşünme sistematiğini yok ederek cahilliğe itecek yayınlarla tv için aptallık kutusu söylemini kanıtlayan yayınlardan daha iyi olduğunu inkar etmemeliyiz.