rus yazarlara oldum olası alışamadım. ya da çevirilerin hiçbirine mi demeliyim? bunu rusça öğrenmeden bilemeyeceğim. yine de gogol'u severim. evet gogol'un yeri ayrıdır. tabii o ayrı bi hikâye. bizim konumuz "suç ve ceza". sürekli adı anılan kitap ve kitabın karakteri dünyanın en bilinenlerinden, okumayanların da aklında yer edinebilmiş karakter: raskolnikov. ben bu kitabı okumadım. denedim, bir kere. okuduğum 2-3 sayfa, belki de 2-3 paragraf aklımda biraz imge bıraktı. muhtemelen çok fazla baskı hissettiğim için. bir daire, dairesine gizlice girmeye çalışan adamın ev sahibesini uyandırmamak için gösterdiği çaba. öyle bişe. belki de yanlış hatırlıyorumdur. her ne ise. ben bu kitabı okumadım. her gittiğim kitapçıda, bu kitabı elime alıp arka kapağında yazanları okudum. kitapçıları çok severim, bütün kitapları elime alıp hayranlıkla kurcalarım. çok güzeller. onu da geçtim, bir suçluluk duyuyor muyum bilmiyorum. çünkü bu kitabı gerçekten sevemedim ve popülerliğinden değil kesinlikle. tarzından, dedim ya rus yazarlara oldum olası alışamadım. yahut da çevirilerin hiçbirine..gogol hariç, kim çevirdiyse o'na da teşekkürler. yine saptık, başka bişey diyecektim. evet bu kitabı, her gittiğim kitapçı da elime alıp düşünürüm, "suç ve ceza" bu iki kelime de yeterince şey anlatıyor. hayal ederim. misal ismine rastladım, bahsine rastladım. yine düşünürüm, bir şeyler kurgularım, hikayenin kahramanı ben olurum genelde. "suç ve ceza". adalet bu mu? bu kitabın okunmamış olması bir kayıp mıdır? evreni sahiplenmemişsek, değildir. okuduğum her kitapta, işlenen bir suçun eninde sonunda cezasını çekti karakterler. şimdi düşününce, görüyorum. tabii herkesin ceza anlayışına göre değişir, ceza nedir ki hem? yaşama hakkı elinden kaydı, düştü bir parça kağıtmış gibi işte. ya da hapsedildi. falan filan. türk yazarların da hakkını yememek lazım. sizi peyami safa'ya sevk ediyorum. cemal meriç de olabilir, bilmem ki sabahattin ali'ye ne demeli? ahmet hamdi tanpınar neden olmasın? hele memduh şevket esendal yok mu, aslında o olmalı. aziz nesin neyimize yetmiyor ki? bunları da unutmayalım. tabii zevkinize karışmıyorum, kendinizi bir şeye zorunlu hissetmeyin. ben yandım eller yanmasın.