ben doğmadan evvel Oğuz Aral ve Tekin Aral kardeşlerin Gırgır ve Fırt ı başlamış ilkin. Gırgır 1972 Fırt da 1976... Bu ikisi ben küçükken ve çocukluğumdan gençliğe geçişimin bir noktasına kadar vardı. sonra ne yazık ki yokoldular. daha sonra da 90'ların başında Hıbır (daha sonra Hbr maymun oldu) , Dıgıl , Limon ve Leman ...
mizah dergilerine ilgi duymam nasıl başladı onu hatırlamıyorum hatırladığım, 1989 yılında düzenli olarak Limon ile başladığı idi. ilk LEman kadrosunun, Leman dan evvel çıkardıkları mizah dergisiydi Limon ve Bir anlamda da Uykusuz ve Penguen in dedesidir.
8 yaşımdaymışım o zaman yani... aslında işin daha derinlemesine inersek çok ilginç ve bir o kadar da üzücü bir durumla karşılaşırız. zamanında, ben daha da küçükken otobüs yolculuklarında, memurların masalarında (annem de babam da memurdu. kendilerinin alakası yoktu ama Gırgır okuyan arkadaşlarını hatırlıyorum) ve hatta köylerde mizah dergileri okuyan insanlar vardı. ve bu insanların hepsi şimdiki durum ve algının aksine, öyle çok eğitimli, kültürlü, entelektüel insanlar değildi. ki zaten mizaha ve mizah dergilerine herkesin ihtiyacı olması değil midir doğal olan?
yani demem o ki taa o yıllarda (ki bahsettiğimiz dönem herşeye rağmen darbe yıllarının etkisinin ve disiplininin tamamen ortadan kalkmadığı yılardı) toplumda mizah dergilerine ciddi bir ilgi vardı. Gırgır'ın, Leman'ın haftada 400-500 bin sattığı yıllar oldu arkadaşlar! bu çok ama çok ciddi bir rakam.
ortaokul yıllarımda Leman'ın kapağında rezil rüsva edilen bir başbakan ile ilgili kapağa bakarken bir otobüste, bir dolmuşta, yanınıza oturan amca, teyze de görüp gülümserdi. bilirdi ki bu bir alternatif bakış açısı. bu bir çizgi. bu mizah yahu! ama sonra yıllar geçti ve öyle dönemler oldu ki kapağını saklaya saklaya okumaya başladık kimi zaman dergilerimizin "cık cık cık" sesleri ve öfkeli bakışlar eşliğinde. ve biz ilerliyoruz, biz gelişiyoruz öyle mi? bu tablo içerisinde de bi şekilde benim Limon serüvenim başladı. Gırgırla, Limonla başladı, Leman'la Dıgıl la uzun yıllar devam etti. Sonra penguen ve en son da efsane Uykusuz... (arada pişmiş kelle , fermuar v.s de çıktı ama onlar bunlar kadar uzun soluklu olmadı)
yalnız bi tek bizim kapıcı bihaberdi Limon'dan. Her hafta sabahın köründe "nereye gidiyosun bakiim?" diye sorduğunda "Ekmek ve Limon almaya" diye cevap veriyordum kendisine. ve bu konuda bir merakı varmış adamın ki, uzun bi müddet sonra bana "ya senin annen baban pazara gidiyo oğlum neden limonu marketten alıyosunuz ben anlamadım?" diye bir soru sormuştu.
zaman zaman kah kalitesini kaybettiğinden, kah tirajını yitirdiğinden, kah sığ fikirli medya patronlarının aptalca kararları yüzünden dergilerim kapanıyor olsa da onların hep arkasındayım. zira o karikatüristler, çizerler küllerinden doğuyorlar her daim. yılmıyorlar. ben çizemem ve yaratamam ama çoktan anladım ki onlarınki bir aşk. bildiğin saf bir aşk. yoksa bu kadar uğraşılmaz. bu kadar göğüs gerilmez zorluklara. bu adamlara saygı duymayıp da kime duyacağız biz?
Leman'ımın 1000. sayısı kutlu olsun! Uykusuz 'umun, Penguen 'imin ömrü bol olsun! iyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız. türkiye'de gelecek nasıl olur bilemiyorum ama, benim için mizah ve mizah dergileri ben öldüğüm gün bitecek.
Bu vesile ile de büyük usta Oğuz Aral ı saygı ile anıyorum. Herşey onunla başladı.