bir ülke içindeki muktedir olan halkın milliyetçiliğine karşı çıkıp ''faşizm'' damgası vururken, o devlet içindeki azınlığa demokrasi, sosyalizm, insan hakları gibi olguları kalkan olarak kullanarak, ''ezilmiş halklar'' gibi romantik ve yalan söylemlerle sempati besleme durumudur.
bunun son dönemlerdeki en aleni örneği ''basklar''dır. ezilenin yanında olma güdüsüyle hareket edilirken, muntazaman objektliflik sınırlarının aşıldığını görürüz ve asıl faşizmi o azınlıkların, acıtasyon yaparak uyguladığını görürüz. ters psikoloji gibi bir şey.
konunun türkiye ayağı da "kürt" faşizmi. çoğunlukla farkında bile olmadan yapılıyor bu. örneğin bir "heval" kelimesi sempatisi var ki dillere destan. "dost" dosttur yahu, heval deyince dost altın falan sıçmıyor.
faşizme karşı çıkan ve bunu yaparken de son derece haklı birilerinin çıkıp "kürdüz ölene kadar" demesi de ayrı bir komedi. hem ırka dayalı bir ideolojiye düşman olacaksın, hem de "ırk" vurgusu yaparak şarkı söyleyeceksin! oldu mu heval?
erdem olanı hep birlikte el ele verip, dış mihriklara karşı tek vücut olmaktır.