özel bir gündür. ya da insanın içinden gelmiştir ve sevdiği bir kişiye hediye almak istemiştir. köpekler gibi çalıştığı işten kazandığı alınteri parayla, değerli vaktinden bir zaman ayırıp mağazalar tek tek dolaşılmaya başlanır. her bir ürün dikkatle incelenir. ona en çok yakışacak en anlamlı hediye seçilmeye çalışırken ufak çaplı bir stres yaşanır, ikilemlerde kalınılır. en sonunda bir şey gözünüze çarpar "ahanda buna bayılacak." denilerek alınır. uzun bir kuyruğun ardından parası ödenir güzelce paketlenilir hediye. sonra belki size çok uzak düşen evine veyahut işyerine gitmek üzere yola çıkılır. yüzde hediyenin kesin beğenileceğine dair oluşan bir kendine güven ifadesi ve hafif bir tbessüm vardır. sonunda varılır eş, dost, sevgili vs. yanına. bir yandan şebek şebek gülerken bir yandan da hediyeyi verme esnasında oluşan ne idüğü belirsiz bir lisanla konuşarak paket uzatılır. karşı tarafta heyecanlanmıştır. biraz mahçup "ne gereği vardı"larla devam eden kısa bir konuşmanın ardından paketi açar. sonra o an. işte o hediyeyi gördüğü anda yüzünde beliren hayal kırıklığı farkedilir. "nooldu pınar! beğenmedin mi yoksa?" gibi acil cevap istenen sorgulamalara başlanır. karşı taraf hediye alan kişiyi üzmek istemese de doğrucu davut kimliğini burada da çıkarır ve kişinin gözünüze sokar. karşılıklı bir memnuniyetsizlik yaşanır. "hmmmm..."lar havada uçuşur. ve en son geriye büyük bir pişmanlık kalır.
insanın başka bir insanı mutlu etme çabasını boşa çıkaran bir olaydır işte.