Tv kanallarının evrimini tamamlamaya çalıştığı yıllardı. bana sorsan hala tamamlayamadılar o ayrı ama ozamanlar hbb ve kanal 6 diye garip kuruluşlar vardı be abi. Sonraları sadettin teksoy ve sıcağı sıcağına gibi facihalar atlattık. Benim çocukluğumu yedi lan bunlar. Ev sakinleri de pek bi meraklılardı saolsunlar bütün akşamımın içine zıçarlardı. acaba katil kim? ya benide öldürürse? cinler, ruhlar derken korkudan yatmadan önce afedersin çişe bile gidemezdim.
Tabi birde brus lee, cheki chen, çak noris filmleri fardı. Aman yarappi nasıl büyütmüştüm gözümde bu adamları. Bütün filmlerini izlemişimdir. Tv de yayınlananların dışında, ozamanlar herkeste olmayan video oynatıcılarda da izlerdik. Biz dede yoktu zaten. kuzenlerle beraber, küçük ihlas sobalarının ısıttığı ama kapınsın altında dört parmak boşluk olduğu için bir türlü ısınmayan oda da, battaniye altında izlediğimiz filmlerin tadını, şimdi hiçbir sinema salonunda bulamıyorum. Hem de klimalı 3 boyutlu gözlüklere rağmen. ama gördüğüm döğüş tekniklerini okulda benden büyük çocuklara uyguladığım zaman hep dayak yiyordum. Peki neden olmuyordu ? neden bende onlar gibi adam dövemiyordum ? çok geçmeden sorunu kendimce çözdüm. Karete kursuna gitmeliydim. Zaten Gökhan ağabinin salonu vardı ve ablam çoktan kırmızı kuşağa geçmişti bile . Birgün bende takıldım ablamın peşine, yolda bikaçkere geri kovalasada, ısrarlıydım kesin öğrenmem lazımdı bu işi. pes etmedim, sonunda oda ikna oldu galiba 5 mt arkasında yürüyerek kursa kadar eşlik ettim kendisine. Gökhan abi beni görünce başımı okşadı. Uzaktanda akrabaymışız sonradan öğrendiğim kadarıyla. Orta boylarda beton gibi, beşe on Kalasla dövsen banamısın demeyecek, yufka yürekli bir adamdı. Ama daha ilk gün '' sakın bu teknikleri başkalarını dövmek için kullanmayın'' dediğinde kendisine bir miktar kıl oldum. ''Vay amınakoyim ne anlamı var ozaman bunları bize öğretiyosun sikik'' diyerekten içimden Gökhan abiye hafiften kaydırdım. Zira dışımdan söylesem adam beni dörde katlar, sümük gibi fırlatır atar. ''Siktret nerden bilecek sanki, benimi takip edip seceresini tutacak pezevenk'' dedim sinsice her gördüğüm hareketi zihnime bir bir kazımaya başladım.
Ertesi gün, hayatımda yaşadığım en mutlu günlerimden biriydi. Okulda, aynı sınıfta okuduğum bir afet-i devran vardıki, bütün okulun erkekleri, hep beraber çıkıyorduk kendisiyle. Platonik tabi. Bu afet-i devran da bir karizma var, yürürken akasından tavana vuruyor. Sınıf başkanı her dönem o seçilir, bütün sorulara o parmak kaldırırdı. Salona gittiğimde tepemden önce kaynar, sonra buz gibi su dökmüşler gibi oldum. Lan ben ne şanslı bir velettim o da salondaydı. acaba arkadaşına falanmı bakmaya geldi, gibilerinden düşünürken, göz göze geldik, kalbim deli gibi şınav çekmeye başladı, kulaklarımın kızardığını hissettim. Bu kulaklar yüzünden kopyada çekemezdim, okadar uğraş, büyük büyük harflerle kareli harita metod defter yaprağına kopya yaz. sonra fotokopi de %200 küçült, yazılı esnasında tam cebinden çıkarırken bitaraftanda, hocayı keseyimde yakalanmayayım derken göz göze gelince kulaklar kıpkırmızı ''Olum çek ellerini sıranın altından'' Olacak iş değil. neyse efendim kızla göz göze gelince utansamda, kendimi bir an çok karizmatik hissettim. Fazlada uzun sürmedi zaten. Soyunma odasına gitti, çıktığında belinde turuncu kuşak vardı. Ben daha beyaz bile alamadım lan, ikinci günüm ızdırabını sikim. Beyazla turuncu arasında 3 kuşak var her kuşak 2 ayda bir alınıyor. Afet bizden 6 ay ilerde 6+3+2=11 ve benim 11. doğum günüm kutlu olsun.
Hatunun karizma balon gibi, ben üfledikçe şişiyor, durduramıyorum kendimi. Gökkuşağı gibi renkten renge girdiğimi görünce, ablam çakozladı mevzuyu heralde. bize o gün bi musabaka ayarladı. ''Musabaka ne olaki la, iyi bişeymi acep'' diye düşünürken, birden kendimi afetin karşısında buldum. Bir eli ilerde diğer eli omuz hizasında, bana vahşi bir kedi gibi bakarken çok seksi duruyordu be. Abla; senin hiç insafın yokmu be kadın, afetle kaynaştıracağım diye kardeşini göz göre göre ateşe attın.
Gözlerimi açtığımda bütün salon tepeme dikilmiş, ''açılın biraz hava alsın ''gibilerinden mırıldanıyorlardı. Tek hatırladığım ben hayran hayran bakarken, önce bir çığlık * sonra suratıma doğru ışık hızıyla gelen sert ve bir o kadar da seksi, döner tekmeydi. Çene kemiğiyle kulak memesi arasında bir yere isabet etti sanırım. O ne biçim tekmeydi lan beyin amcıklaması geçirdim resmen. Rekor sayılabilecek bir zamanla na kaut olmuşum.