her canım dediğinde eskiyi hatırlamak.. Her dokunduğunda eskinin nefesini hatırlayıp kendini bir anda çekmek.. Ne oldu aşkım sözüne karşılık bir şey yok aşkım diyememek.. Aşkım kelimesini ondan başkasına yakıştıramamak..
Her sabah heyecanla uyanıp elin telefona gittiğinde tam yanlışlıkla gidene mesaj atacakken bir anda irkilmek.. Kendine gelmek ve yeniyi düşünmek.. Yeninin siyah uzun saçlarını düşünürken onun kısa sarı saçlarında elinin gezdiği günü hatırlamak..
Sonra zamanla ona da alışmak.. Artık yeniye hediyeler almak, yeniye dokunmak, yeniyi sevmek, yeniyi kaybetmekten korkmak.. Hep aynı şey.. Onunla olan her gecenin sabahında mutlu olmak.. Heyecanla sabahın olmasını beklemek.. Artık aşkım kelimesinin en çok ona yakışması.. Mutlu, huzurlu giden bir iliskide artık kıskançlıkların başlaması.. Ona neden baktın.. Neden açık giyindin.. Uzun telefon konuşmalarından eser yok şimdi..
Ve bir sabah uyandığında telefonun gelen bir mesaj.. Artık ayrılmalıyız sözü.. Yine bitti.. Yine dayamamak.. Yine ağlamak.. Yine üzülmek.. Yine kimseye güvenememek.. Yine hüsran.. Yine yine yine..