evet içim acıyor... kaç gündür olanları izliyorum ve kendimi tuttum bugüne kadar yazmadım. bu stad galatasaray tarihinin dönüm noktalarından biridir. hayır hayır! güzelliğiyle, modernliğiyle falan değil bahsettiğim. bu stad, galatasaray gibi bir camianın, bir değerin düştüğü acziyetin mührüdür artık tarihteki yerini alan...
1990 lardan bu yana klübü yönetenler, onların zihniyetleri, onların vizyonsuzlukları, onların ileri görüşsüzlüğü, basiretsizliği, plansızlığı neticesinde bu klüp saçma sapan transferler yapmıştır günlük manşetler uğruna. o çok övülen, ama aslında bana sorarsanız bi halta yaramayan çağdışı altyapısı kendisine 10-15 yılda bir bi yetenek bahşeden (ki onu da olgunlaştıramamış bir altyapı bu) bir klüp haline getirilmiştir. tarih galatasaray'a 1999-2000 sezonu ile büyük bir fırsat sunmuştu oysa ki... o potansiyel ile, o popülerlik ile, dünya futbolunda geldiği o statü ile futbol tanrıları aslında demiştir ki yöneticilere : "artık sen en büyüklerden birisin. akıllı davran. altyapına yatırım yap, profesyonelleş, uzman kadrolarla bu klübü kalıcı kıl dünya futbolunda" ama ne çare! futbol tanrılarnın bunu söyledikleri adamlar da belli napıcaksın!
velhasıl işin özü şu: sen ki böyle bir camiayı mahfettin. sen ki klübü borç batağına sürükledin. sen ki ileriyi göremedin ve fenerbahçe gibi klübün tarihine vefalı olamadın. şirketleşemedin. profesyonelleşemedin. o fenerbahçe ki bizim çok övündüğümüz Uefa kupasını, süper kupayı alamadı evet. ama kendi stadını, kendi tesislerini kendi yaptı. devletten tek kuruş almadan! ve kimseye boyun borcu olmadı. devletin maaşlı bir memuru çıkıp da 50 bin taraftarının önünde "sizin rahmetli başkanınız özhan canaydın'ın önümüze gelip sessiz, boynu bükük yardım istediği dün gibi aklımda. ali sam yen'in kirasını bile ödeyemeyen bir klübe bu stadı yaptık. kıl yaptık yün yaptık" diyemedi! bir acayip başbakan çıkıp da "kafamı kızdırmayın bakın daha stadın kontrat devrini yapmadık haa! iyilik yap denize at diyoruz bunlara" diye hesap soramadı! Üstüne üstlük o kadar feci kaptırmış ki bu yönetim sayesinde klüp kolunu devlete, bankalara, klübün başkanı çıkıp defalarca kez özür diliyor, doymuyor özür dilemelere... biliyor çünkü o stada bir terslik olursa işinin biteceğini. toki başkanı denen memurun, ardını arkasını düşünmeden koca galatasaray'ı mahalle takımı gibi iteleyip kakalayan bürokratların ve medyanın oyuncağı olmayı kabulleniyor sırf "Arena Stadını açan Adnan Polat'tı" densin diye gelecekte. ve utanmadan bir de diyor ki "kameralarla tespit edeceğiz o protesto edenler bi daha stadlara giremeyecek" ya sen kimsin?!!! adamlar molotof kokteyli mi atmış? adamlar koltukları mı kırmış? protesto bir haktır sayın Polat! sen Tayyip Bey'i protesto edenleri incelettirip stadlara aldırtmamayı hedefleyen biri isen, bu senin şahsının da protesto edildiğinde, yuhalandığında aynı tavrı takınacak bir zihniyet olduğunu gösterir. (ki eminim yapıyorsun)
devletin eline -hem de böyle yönetilen ve ne kadar ekmek o kadar köfte mottolu bir hükümetin eline- düştün mü cümle aleme rezil eder işte seni. sen ne "benim tarihim anlı şanlı" diyebilirsin o zaman, ne de o süpersonik stadın bi hükmü kalır şu yaşanılanları gören gözlerde.
bu stad olmayaydı da biz biraz daha ali sami yen stadı mızda, üç allah kuruşu etmez adamlardan laf yemeden, boyun eğmeden, yine "galatasaray" olsaydık.
(edit: sen bunu eksiliyorsun ya... sana hiçbirşey diyemiyorum kör tayyip uşağı)
