1 ekim 1905te mektebin beşinci sınıfında edebiyat öğretmenimiz merhum ata beyin dersi esnasında birkaç arkadaş baş başa vererek galatasarayda bir futbol kulübü kurmaya karar verdik.
ilk girişimciler oyuna ve mücadeleye yönelik arkadaşlardan asım tevfik sonumut, reşat şirvani, cevdet kalpakçıoğlu, abidin daver, kamil gibi gençlerdi.
okulda eğitim gören bulgar ve sırp öğrencilerden çevik ve kuvvetli olanlar da bize katılmışlardı. asımı muhasebeciliğe, cevdeti ikinci reisliğe seçmiş, kendim de reis olmuştum.
asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakta mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. ben reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım.
topumuza evladım gibi bakardım. zaten varımız yoğumuz da toptu.
mektebe gelirken domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım.
topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim.
bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi.
yani o zaman reisliğe ve diğer vazifelere payeyi en çok çalışan kazanırdı.
cevdet de ikinci reisliği formaları yıkadığı için almıştı.
maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve isme malik (sahip) olmak ve türk olmayan takımları yenmekti.
(ali sami yen, galatasaray terbiye-i bedeniye kulübü kurucusu ve 1 numaralı üyesi.)
* * *
özhan canaydının karşımızda naif ve güçsüz duruşu dün gibi aklımda.
(erdoğan bayraktar, toki başkanı)
* * *
elimizde 200 stat, 40 polis kamerasının görüntüleri var. incelemelerini emniyetle birlikte yapacağız ve bu insanları stadımıza sokmayacağız.
(adnan polat, galatasaray spor kulübü başkanı.)
* * *
şimdiii...
başbakan erdoğan, bu stat için uğraş vermiştir, teşekkür ederiz.
yuhalanması güzel olmamıştır.
buraya kadar mutabıkız.
fakat...
ya ne yapacaktınız? yüz milyonlarca dolarlık ali sami yen arazisinden çekildik, ihalesinden kalkacak para bütçeye, türk ekonomisine armağan olsun... da demiyoruz ama galatasaraya kimse ezik muamelesi yapamaz.
kızgınım. öfkeliyim. kendimi zor tutuyorum.
toki başkanı unvanıyla toplanan vergiden bina diken zatın rahmetli özhan canaydının arkasından atarlanması için terbiyesizlik etti demekle yetinemem.
galatasaray kim, sen kimsin?
kimin malını kimin kafasına kakıyorsun?
galatasarayın ölmüş başkanına laf edersen yuhalanırsın, nokta.
al stadını ve çevre yolunu ve bağlantılarını
ve metro istasyonunu kafana çal.
telegole çıkıp kimseden özür beklemiyorum demiş bir de.
pişkinliğin böylesi 7/8 hasan paşa fırınının leziz ekmeğinde, kekinde, mekiğinde görülmemiştir.
sen çıkıp özür dileyeceksin galatasaraydan.
* * *
bir taraftarın dediği gibi sokakta oynar, kaldırımdan destekleriz...
lisenin bahçesine, doğduğu yere, grand coura döner, duvara tırmanıp seyredilir.
o bürokrata özür diletemezse, galatasaray üyeliğini iptal edemezse adnan polata da yuh olsun.
sen galatasaray başkanı olacaksın adnan polat, bina memuru, stat müfettişi değil.
yapamıyorsan -ki belli ki yapamıyorsun- çek git.
büyük camialar bedel ödemez, ödetir.
galatasaraya, fenerbahçeye, beşiktaşa ezik muamelesi yapmak kimsenin yanına kalmaz.
ölen başkanına laf ettirdin ya, çıkıp o adama doğru söylemiş dedin ya, yazıklar olsun.
daha lafım var ama cem yılmazın dediği gibi kamera kaydediyor..."
--alıntı--