vakit ilerledikçe belden aşağımı hissetmediğim, ufodan medet ummayı bırakıp sohbetin sıcaklığıyla ısınmaya çalıştığım zirveydi.
güzel miydi? güzeldi yahu.
geçen zirvede konuşamadığımız madlenle tanışma fırsatı buldum, pek de memnun kaldım. nickinden erkek olduğunu sandıklarını söyledi, pek bir yadırgadım bu durumu, ulan madlen işte, çikolata çikolata! sevgilerimi iletiyorum. cakacayipseyin devamı yok sayın seyirciler. çok üzülüyorum böyle yegane olmasına, kalan insanlığı böyle kendinden mahrum bırkmasına... japoncum güpgüzel hatun, en sıcağından. yakın zamanda 'misafir ol gel bana börekler açayım sana' zirvesi organize edeceğim kendisi ve eşi için. thug life nigga gitmekle gitmemek arasında kendisiyle amansız bir mücadeleye girip kalmaya karar vermiştir ve zirve ahalisini oldukça mutlu etmiştir. umarım ertesi günü güzel geçmiştir. kafiyeli mafiyeli olmuştur.* protest sanayici abi, vallahi büyüksün. o aristokrat tavırlarıyla gidip hesabı kapatışı yok muydu, beni benden aldı vallahi. bir de benden nekrofili diye bahsetmeyeydi iyi olurdu ama neyse. saygılar * otuzluk dulun soğuk yatağı; o adam için kelimeler kifayetsiz kalıyor, bir de öyle alelade cümleler kurmamak lazım zaten, adam felsefeci beyler! çürütür vallahi o cümleleri. ama sen dur, ben seni yola getirmesini de bilirim. he bir de adam saçlarıma taktı, süpürge gibi saçlarını benimkiyle aynı kefeye koymalar falan, kaynana semravari 'haddini bil' diyorum kendisine. ** dobrowski; panpa o yaa. sonlara doğru üşümenin ve uykusuzluğun verdiği mayışıklıkla başımı omzuna koymam kamilin kardeşi hanfendiyi pek bi kızdırdı. bir kıskançlık krizleri, bir laf atmalar oyy ağır tahrik vardı sağ taraftan. sonra hızını alamadı, dobroski ve nekro diye başlık açıp sözlüğü karıştırmakla tehdit etti beni. ama ben yılmadım. cevap olarak başımı omzundan kaldırmamayı tercih ettim. çatladı tabii. ** seyyar motto; fırlama yaa, valiziyle gelmiş, ee adam seyyar beyler. kalemime sinek kondu bütün afranı tafranı iki mars bir düzle yerle bir etmiş durumdayım* tabii ki zirvelerin gülen yüzü, şen kahkahası. efendim bir de teşekkürü borç bilirim kendisine, ikidir parlayan yıldız olarak söz ediyor benden, ben de kendisine 'beauty is on the eye of the beholder' diyorum, ingilizcesi var nasıl olsa.
seyyarı ve beni eve bıraktığı için de ayrıca teşekkür ediyorum. * vitaminliyogurtum bir an önce iyileş ve lütfen vazgeç şu silik sevdandan. * hayyamatlos adam bir değişik. sessizliği bir değişik, gevezeliği bir değişik. konuşunca kendisini dinletenlerden. bir de mümkünse her şeyi bilmesin. yazıktır günahtır. ayrıca hemşodur, candır. sıcaktır, doğaldır. santrale geçtiğinde haber versin, japocumla beraber kendimize bir rumuz bulup sabahtan akşama kadar taciz edeceğiz kendisini.*
bir de ekşici meslektaşım vardı, üzülmesin yakın zamanda uluya terfi ettireceğiz kendisini. *
adını sayamadığım diğer değerli arkadaşlarım, hepsine teşekkürlerimi iletiyorum.
saygılar şelale.
