dondurmam kaymak ile başlayan (en dikkat çeken) bu furya yerini güzel eserlere bırakıyor gibi. en azından maskeli beşler ve aynı kadronun benzer birçok filmi kıvamında saçma sapan bir furya gitmiyor ve mehmet ali erbil artık bu tür filmlerde oynamıyor. bu (kendi adıma) iyi bir artı.
ata demirer'in kendi stand-up gösterisinde ele aldığı "trakya" filmde de gayet güzel işlenmiş, çanakkale'i ve çanakkale insanını görüp, tanımış biri olarak tüm diyalogların ve tepkilerin çok iyi işlendiğini söylemek mümkündür. ege'de muğla, bodrum gibi trakya insanının da sıcaklığını en iyi şekilde yansıtmışlar. tabi ki, esprilerin de işlenişi ve olayların doğaçlama gibi gösterilmesi gayet hoş olmuş.
beğenilen birinci filmin devamı niteliğinde çekilen ikinci filmler ilki kadar tat vermez genelde. tabi bütün genellemeler gibi bu da yanlış olabilir. swh
eyvah eyvah 2'nin bu konuda iyi yönde eleştiri alabileceğini düşünüyorum. tabi 3 ve 4 ile devam edilmemesinden yanayım.
ismi değişerek başka bir isimde devam edilebilir ama bunu seri haline getirmek pek iyi olmaz diye düşünüyorum.
izleyenleri kendine bağlayan güzel hadiselerden birisi de karakterlerin samimi olması ve başrol oyuncusunun üzerine espriler yapılabilmesi ve mütevazilik. klişe olarak her başrol oyuncusu erkek ya da kadın "kahraman" rolünü üstlenmek zorundadır ama eyvah eyvah filminde bu yok. ata sıradanlığı ve çaresizliği ile daha samimi bir karakter yaratmış. bu daha akla yatkın, daha içten olmuş en azından.
