Siyasetin ne yeri ne de mekanı vardır, siyaset yolda yapılır, evde yapılır, okulda yapılır, bakkalda, markette, heryerde yapılır...
Bizim seçimlerde propaganda için verecek paramız yok,parti listelerinde üst sıralarda olmak için verecek paramız yok hatta kıçımızda doğru dürüst donumuz yok. Ee hal böyle olduğuna göre biz vekil olup o meclise giremeyiz. Ama oraya giremiyoruz diye memleket işlerine tepki koymak için her seferinde seçimleri mi bekleyeceğiz ne lan bu koyun muyuz biz?
Sıçarken de tepkimi koyarım, sevişirken de, yeri gelir bayramda olur bu, yeri gelir bir cenazede, düğün olur dernek kurulur halay başı olup söverim memleket işlerine ben kimse de yeri değildi diyemez. Bensem vergimle bu çarkı döndüren, bensem bu çarktan tekmeyi yiyen, yuhalarım hem de öyle böyle değil.*
Aramızda hala vatandaşlık statüsüne geçemeyenler var,görüyorum ve de anlıyorum. Vatandaş olmak herkesin harcı değildir. Heleki tebaa olan bir insanın vatandaş olması imkansızdır; eğer yaparsanız işte böyle hiçbir zaman devlet başını, hükümet başını eleştiremeyen , korkan, ayıp olduğunu düşünen insanlar ortaya çıkar. Halbuki onların nezdinde başbakan suçlanmaz övülür, öpülür, kıçı yalanır anlayışı hakimdir.
Bu rtE'nin poposuna has bir durum değil. Bu insanlar, Menderes'in de poposunu hatırlar, Demirel'in de, Özal'ın da... Bunlara ben popo seviciler diyorum.*
işte bugün tebaa olmadığının farkında olanlar, Gs yönetiminin kaypak iğrenç tavırlarına daha fazla katlanamayıp bir başbakan dötüne baka baka nasıl yollanırmış onu gösterdiler.
