elazığ şivesiyle hasretinin anlatıldığı güzel bir şiir.
Gakgo ösgedim dayanamim gelim Mezireye
Uğrayıp hasret giderecem bibiye diyezeye
Hoyratını halayını da çok özledim.
Yıllar var ki doya doya seyredip dinlemedim.
Nahır vakti revan oldum tuttum yolunu
Arka goltuktan bi gakgo dürttü kolumu
Dedi beg yolculuk nere, dedim ona Mezireye
Sordu esas oralı mısın, dedim doğma böyüme
Geceyi geçirdik geh uyku geh horata
Sabah gözümü açtım gelmiştik Fırat'a
Kömürhanda gün doğdu dağları aştı
Otobos yavaşladı Musa damına yanaştı.
Dediler sabah kahvaltısı ihtiyaç mola
indim kokladım etrafı doya doya
Musa damı dedikleri aynı bir ahır seküsü
Kerpiçten yapmışlar ne boyası var ne süsü
Süyüngü çökmüş çortunu dönmüş merteğe
Sahibi pala, benziyi mert bir erkeğe
ikram etti bize tereyağlı sac ekmeği
Yanında bi üsgüre ayran, buz gibi etti yüreği.
Yollandıh yola geldik Yolçatı, Hanköyüne
Otobüsün içi döndü birden düğün evine
Gulağıma sesler geldi yaklaşik şükür Elazığ'a
Bir diğeri söylendi, gurban olam toprağına taşına
Göründü kuzeyde pancarlık bağları Harput kalesi
Arka sıralardan gelen hazin bir hıçkırık sesi
Döndüm bahdım bi igit yaslanmış cama
Hasrete dayanamayıp ağlıyor gana gana
Anladım o da benim gibi hasret vatana
Bu hasretliğe sebebin canına gurt dadana
Garaja vardım yendim otobostan aşağı
ihvanlar şalvar geymiş sarmış guşağı
Yağızdır, merttir şu Elazığ uşağı
Neşeli olunca seplenir şorşordan aşağı
Gakgo Orhan efkarlanmış ah der Elaziz
ismi Aziz, insanı Aziz, Mamuratül Aziz...