yaş kemale ermemiş olsa da, çakkıdılar kanımızı kaynatıp, zamane dizeleriyle üç beş aylık aşk yanılgılarımıza ağlasak da, türk sanat müziği dinlemek arındırır bizi milenyum çirkeflerinden. gururlu ama anlayışlı, mağrur bir baba gibi nasihat eder şehirden, dostluktan. ama aşktan en fazla. on gün önce mektupla tayin edilen buluşma yerlerinde olan tayyörlü "huysuz ve tatlı" hanımların ve bostonlarıyla yürüyen robdöşambrlarını çıkarıp takım elbiselerini giyen bayların sonsuz sadakatlerini anlatır türk sanat müziği. ve denir ki dinlenince şarkılar; aşk elde edememektir belki de.