31 aralık 2010 tarihinde yürürlüğe giren ve vicdanları yok eden madde.
hepiniz hatırlıyorsunuz değil mi? o dönemin koalisyonu izleyememişti bile videoları. videoları izleyenler ise 10. dakikasından itibaren kusmaya ve çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı. şimdi bırakın kemalistliği, dindarlığı, ateistliği, solculuğu, sağcılığı, şeriatcılığı.. hepimizin bir görüşü, düşüncesi var ama sonuçta hepimiz insanız, hepimizin vicdanı var. bahsettiğim videolar, hizbullah'ın domuz bağı cinayetleri.
konca kuriş'i hatırlar mısınız? islamcı bir kadın yazardı. ama moderndi, kadın haklarını savunurdu. türbanlıydı fakat kadın-erkek eşitliğini savunan feminen bir yazardı. başı örtülüydü ama yeri geldiğinde eteğini de giyerdi. kısacası modern bir müslümandı. nerede ölü bulunduğunu hatırlıyorsunuz değil mi? konya'da bir evin zemininde, beton altına domuz bağı şeklinde bağlanmış ve betona diri diri gömülmüştü. bir tek o değil. 188 kişi ve bilinmeyen yüzlerce kişi. kafalarına canlı canlı çivi çakılmıştı. kolları canlı canlı kesilmişti. bunu söylerken hizbullah demekte ne kadar doğru onu da bilemiyorum, kendilerine allahın partisi diyorlar fakat bu dünyaya gelebilecek en büyük cani örgüt bunlar.
edip gümüş'ü hatırlar mısınız? hizbullah terör örgütünün liderlerindendi. 35 ayrı eylemde 42 kişiye işkence yapmış, ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti.
cemal tutar'ı hatırlar mısınız? 28 eylemde, 200 küsür insanı öldürmekle suçlandı, suçlu bulundu, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti.
hacı inan'ı hatırlar mısınız? askeri kanat sorumlusuydu hizbullah terör örgütünün. içeride yaptığı son konuşmada '' dışarı çıkmayı bekliyorum, çıktığımda aynı şeyleri tekrar tekrar yapacağım '' demişti.
hüseyin adnan taşarcı'yı hatırlar mısınız? 4 yaşında bir kıza canlı canlı tecavüz edip öldürmekten suçlanmıştı. sakın yanlış anlamayın, tecavüz edip sonra boğarak falan öldürmedi. tecavüz ederken öldü kızcağız. tecavüz esnasında nefessiz kaldı, nefes alamadı o ufacık melek. ömür boyu hapse mahkum edilmişti.
ogün samast, yasin hayal'i hatırlar mısınız? türk'ü, kürt'ü, laz'ı herkesin vicdanını yok eden, soğukkanlı katiller bunlar. usta gazeteci hrant dink'in katil zanlıları. şu an tutuklu olarak yargılanıyorlar, büyük ihtimal ağırlaştırılmış hapse mahkum edilecekler. sadece 1 yılları kaldı, tutukluluk süreleri bitecek. ( tek istisna bu davada, bunlar 1 yıl sonra serbest bırakılacak, karar onanmazsa. )
5 küçük kıza tecavüz edip, 8 kişiye işkence eden.. 3 kişi boğarak öldüren.. 2 kişiye tecavüz eden... böyle ilerliyor uzun liste. hepsi tutukluydu ve çoğu hapse mahkum edilmiş, yargıtay'dan onay bekliyorlardı mahkum olmak için.
şimdi hepsi aramızda..
cmk madde 102.. 5 yıl önce akp hükümeti ortaya attı bu fikri. dedi ki bir tutuklu 10 yıldan fazla kalmasın hapishanede. skandal dedik. çünkü 10 yıl uganda'da, malezya'da bile yok. en fazla fransa'da o da 4 yıl. neyse dedik, bakarız dedik, ilerde araştırırız dedik, bizde de hata var, biz de unuttuk. yargıtay'ın son 2.5 yıldaki yalvarmalarının hepsinin belgesi var, isteyene gösterebilirim. son 2.5 yıldır yargıtay hükümete yalvarıyor '' ne olur yeni ceza daireleri, mahkemeleri açmak için izin verin, bütçe verin '' diye. akp 2008 mart'ında hayır dedi. anlam veremedik, işlerin hızlanmasını niye istemiyordu ki akp? bir anlamı yoktu. halbuki işlerin hızlanması hem adaletin bir an önce işlemesine sebep olacak, hem de vicdanların bir an önce rahatlamasına sebep olacaktı.
bu kadar vicdanları yok eden, insanlarımızı kahreden bir olaya siyasi bakıp, akp'yi sokmak istemiyordum işe. fakat elde değil ki kardeşim, benim güzel arkadaşım elde değil. akp'li de olsan, elini kalbine koy, vicdanına koy ve düşün. 2.5 yıl önce yargıtay'ın bu teklifine niye hayır dedi akp? şimdi bu hizbullah ve diğer katillerin, tecavüzcülerin serbest kalmasını sağlayan maddeyi 5 yıl önce ortaya koyup, 2.5 yıl önce yargıtay'ın bu teklifini neden kabul etmedi? şimdi bazı akp'li çevreler diyor ki ''yargıtay, mahkemeler bu şerefsizlerin suçunu onayladığı halde, mahkumiyet vermediler, onlar suçlu. '' ah benim güzel kardeşim, yargıtay bu olaylar olmasın diye fazla ceza dairesi istedi zaten. 1. ve 2. ceza mahkemesi 5 yıldır bu olayı bildiği için bütün hizbullah davalarını ve önemli davaları öne çekti, hepsini mahkum etti. fakat bazılarında o kadar yoğunluk var ki, yetişmedi, yetişemedi. yargıtay'da suçlu, hantal ağır bürokrasi de suçlu. fakat hükümetin suçu inanılmaz derece de yüksek be arkadaşım, malesef çok yüksek.
bugün eline silah almamış mustafa balbay, tuncay özkan, mehmet demirtaş, ergün poyraz, mehmet haberal ve onlar gibi yüzlerce gazeteci, hukuk adamı, tıpçı içerde. onlar dışında herkes neredeyse dışarda.. 188 kişiyi beton altına diri diri gömerek cinayet işleyen adam tekbirler eşliğinde dışarı salınıyor.. mustafa balbay'ı suçladığınız tek delil kendi kurumlarınızca delil olarak sayılmıyorken içerde yatıyor. birisi bana bu adaleti atlatabilir mi lütfen? ne olur?
bazı arkadaşlarımızda diyor ki: '' bunlar salınmadı ki, tutuksuz yargılanacak sadece, merak etmeyin yahu ''. ah benim saf kardeşim, bu adamlara bazı tenkitler emredildi, yurt dışına çıkma yasağı, her gün gelip imza vermek gibi. 3 gün oldu bu şerefsizler salınalı, 3 gündür imzaya gelen yok.. giden yok.. kaçtılar. geleceklerine inanıyormuydun ki?
chp çok güzel birşey yaptı. bu durumu kullanıp akp'nin üzerine yüklenmek yerine, meclise bir tasarı sundu ve bu salınanları anında içeri alabilecekler böylece. umarım akp çıkar çatışmalarını bir kenara bırakır ve bunu kabul eder. ve arkasından da hakim ve savcı sayımız 12.000'den 25.000'lere, ceza mahkemeleri sayısı da 2 katına çıkartılır. hepimizin vicdanlarının sızladığı, ağladığımız şu günlerde herkese sabır dilemekten başka çaremiz yok.