vietnam sendromu isimli filmin ikincisidir. üçleme için iran senaryosu yolda. bu amerikalılar gerçekten de götüyle düşünüyor olsa gerek. onca hesap kitap yapıyorlar akabinde matematiği alaşağı edecek kavramlardan uzak pragmatist tutumları nedeniyle; ruh, gönül, insanüstü, metafiziki kavramların gücünü es geçiyorlar ve savaşın bazı merhalelerinde matematiğe bağırta bağırta tecavüz ediyor bu fenomenler.
malum iran-ırak savaşında sessiz sedasız ırak'ı izleyen şiiler onikinci imam'ın temsilcisi kabul edilip savaş baltalarını gömdükleri yerlerden çıkarmalarını ve savaşmalarını emreden humeyni'nin bu emrinden 2 saat sonra iran sınırında yaklaşık 20 ırak tankını "ya hüseyin ya hüseyin" naraları eşliğinde yakıp kül etmişlerdir. bu tip mevzular rakamların sihirli tavrı ile izah edilemez. efsane; bir anne ağır bir taşıtın altında kalan çocuğunu kurtarmak için giriştiği hamlede başarılı olmuş, taşıtı kaldırmış çocuğunu kurtarmış der. bu olay bir şehir efsanesi de olsa ben inanıyorum. inanıp mutlu olmak isteyen salaklardan değilim, gayet akıllıyım ve gerçekleşeceğine dair kuvvetli hislerim var, onların sözünü dinliyorum. aklını her meselede kalbinin önüne alıp hayat sürenler sendromlardan kaçamaz, kurtulamazlar. menkıbe tadında bir entrymizin daha sonuna ulaştığımız şu karanlık vakitte ıraklılara sendrom faaliyetlerinde canıgönülden muvaffakiyetler dilerim.
