izlendikten sonra ya itin bir yanına sokulan ya da göklere çıkartılan çocuk olacaktır. kimileri ekşideki gibi açıklamaya çalışacaktır kimi başka bir şey söyleyecektir de özü bence şu olmalı, herkes bunların bir numarası olduğunu biliyor ve fakat insan inanmak istiyor. the prestigede de böyle değil miydi?
--spoiler--
every great magic trick consists of three parts or acts. the first part is called "the pledge". the magician shows you something ordinary: a deck of cards, a bird or a man. he shows you this object. perhaps he asks you to inspect it to see if it is indeed real, unaltered, normal. but of course... it probably isn't. the second act is called "the turn". the magician takes the ordinary something and makes it do something extraordinary. now you're looking for the secret... but you won't find it, because of course you're not really looking. you don't really want to know. you want to be fooled. but you wouldn't clap yet. because making something disappear isn't enough; you have to bring it back. that's why every magic trick has a third act, the hardest part, the part we call "the prestige".
--spoiler--
yani bırakınız yapsınlar efendim, güzelce bir de izleyelim ve estetik ve görsel açıdan bir haz duyalım. ama olmaz illa sokacağız parmaklarımızı bir yana. çocuk eğer tüm nesneleri hareket ettirebiliyor olsa, her türlü şeyde bunu kullanılır en kısa sürede de "mesihim la ben" diye gezer. ama o da bunların bir illüzyon olduğunu biliyor. şov bitti, dağılın gençler.