"arabistan'da, ağustosun ortasında, bulutsuz bir havada, kırmızı renkli sulu kar yağması" durumuyla eşdeğer bir olaydır.
Sabri bile önce inanmayıp sevinip sevinmemekte kararsız kalmıştır ancak arkadaşlarının kendine doğru geldiğini görünce "ulan belki rüyadır ama bunun rüyası bile 40 yılda bir olur, rüya da olsa sevineyim en iyisi" diyerek sevinmiş, mutlu olmuştur.
tribünler olay anında zıplasalar da gol diye bağıramamışlardır. Bu durum televizyondan izleyenlerde "adamlar zıpladı ama gol sesi yok acaba senkron kayması mı oldu" sorusuna yol açmıştır.
***konuyla ilgili söylenti***
sabri maç bittikten, herkes evine gittikten sonra gizlice sahaya girip topa vurduğu yeri, hannover stadının çaprazındaki arada bulunan oduncudan aldığı yarım kilo kireçle işaretleyip fotoğrafını çekmiştir. ancak, ortanın açıldığı yerle pasın verildiği yeri işaretlemeyi unuttuğu için aynı golü bir daha tekrarlayamamıştır. bu olay Lokman hekim'in, uzun uğraşlar sonunda elde ettiği ölümsüzlük iksirini rüzgarlı bir havada düşürmesiyle benzeşmektedir.