ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    4748.
  1. bir o kadar sakin bir o kadar da kafa karışıklıklarıyla dolu bir sonbahardı benim için. 3 sene aynı ortamda olmamıza rağmen birbirimizi hiç fark etmemiştik. ben yine o kafa karışıklarıyla ve hayat şartlarıyla boğuşurken karşıma birden çıkmıştın. o an seni görünce sanki dünya durmuştu ve o kadar insana rağmen sadece biz ikimiz ordaydık. evet 3 sene aynı ortamda bulunup hiç karşılaşmamıza şaşırarak tanrının o sonbaharda bizi karşılaştırması bir tesadüf değildi. seni fark ettikten sonra bu karşılaşmalar artık sıklaşmaya başlamıştı. birbirimizi fark etmediğimiz gibi bir çok ortak arkadaşımız olduğunu da o zaman fark etmiştik. dedim ya bu bir tesadüf değildi. tanrı bizim karşılaşmamızı istemişti. ben senin o kararlı duruşuna o sağlam herkezden farklı duran bakışlarına vurulmuştum. belkide sadece bunu ben böyle görmek istediğim için görmüştüm herneyse.. sende beni fark etmiştin güzel bir arkadaşlık sonunda güzel bir beraberliği getirmişti. belkide sadece benim için güzeldi. beni dünyanın en mutlu insanı yapmıştı sevgilimdin artık benimdin. sevmenin hayatın ne kadar güzel olduğunu yaşamanın nefes almanın bile bir mutluluk olduğunu hissederdim senin yanında. sonra ne mi oldu? herşey gibi bizimde sonumuz gelmişti. mutlu sonlar hep masallarda mı olurdu? hani bir laf vardı ya "aslında mutlu son diye birşey yoktur. çünkü, bir şeyde son varsa orada mutluluk yoktur" gerçekten doğu bir laftı bu. sonumuz gelmişti ve artık mutsuzduk ikimizde. ayrılığın o derin hüznünü yaşarken gözden geçirmiştim beraberliğimizi. baktığımda seni o ilk gördüğüm günkü gibi değildin. aslında kararlı bir duruşun ve farklı duran bakışların yoktu. sende onlar gibiydin. seni seviyorumun artık diline dolanmış herkeze söylediğin anlamını yitirmiş bir laftı. belki gerçekten sevdin belkide değer vermiştin sadece bilmiyorum. ama düşünüyorum insan sevdiğine nasıl bu kadar acı çektirebilirdi. nasıl bu kadar üzebilir ve gözünden akan bir damla yaşa kıyabilirdi. evet seninle bitirdiğimiz ilişkimiz benim olaylara daha objektif bakmama yardım etmişti. aşkın gözüme indirdiği perdeler yok olmuştu çünkü. baktımda senin benim karşıma çıkman tanrının beni geçirdiği sınavlardan biriydi. sen aslında karektersiz,hayatta bir gayesi olmayan,kendinden başka hiç bir şeye değer veremeyen boş bir tiptin. sen aslında pazarlarda satılan dışı güzel gözüküp içi çürük olan elmalardan biriydin. içini görmeden çürük olduğunu nerden bilebilirdim. artık sana karşı içimde nefret duygusu bile beslemek benim için seviyesiz bir tavır olur. Çünkü sen insanların sana verdiği hiç bir duyguyu hak etmicek,bana aynı şeyleri iki kere yaşatıcak kadar sözünde durmayan karaktersiz,kendin ayrılmayıp benim ayrılmamla o ayrıldı kızım napim deyip vicdan rahatlatıcak,elindekilerin değerini bilmeyi geçtim hiç bir şeyin değerini bilmeyen,insana insan gibi davranmayan,hayatta herşeyi kırıp dökmeyi beceren, bir gününü mutlu kılmak için uğraşmayan,mutlu olmayı zerre kadar hak etmeyen birisin. Aslında daha çok sayardım da sana acıyorum. son olarak Nazım Hikmet Ran'ın şiirinde dediği gibi ''bence şimdi sen de herkez gibisin''...
    0 ...