--spoiler--
bir gün, kırmızı başlıklı kız, anneannesine yemek götürmek için yola çıkacakken biri seslenir;
''hey, kırmızı başlıklı kız! ormandan gitme, tecavüzcüler var. taksi ile git, parasını da ben veririm küçük sevimli kız.'' der.
kırmızı başlıklı kız, adı üstünde 'kız', genç kızımız, asi, isyan dolu...
emir almış gibi hissedecek ya kendini, küçük düşmüş hissedecek, ne ilgisi varsa. yanlışlığını doğruladığı halde, yanlışı seçecek. inadına, sırf inat adına:
''hayır, inadına orman, inadına tecavüz.'' der ve bir hışımla ormana dalar.
o iyi kalpli vatandaş arkasından bağırsa da nafile.
kırmızı başlıklı kız küçük hissetmek istemiyor. işte bu nedenle yolda oturduğu yerde büyük hissedecek.
kan gelse dahi kendinden, acı ile yürüyemeyecek duruma gelse bile pes etmeyecek.
kızmayın kırmızı başlıklı kıza, bir kere tecavüze uğrayınca neden geri dönmedin diye. zaten en başta tecavüz yolunu seçmişti ya...
ama kime acırım biliyor musunuz bu hikayede?
kırmızı başlıklı kızı uyaran vatandaşa. kırmızı başlıklı kız onu da sürükledi ya ardından, o da kokusunu aldı ya tecavüzün;
işte ona acırım.
yoksa kırmızı başlıklı kız kadar inat adına tecavüze uğrayan beyinsiz bir genç kız,
umrumda değil...
sonsuza kadar, popolarının üstüne oturamadan yaşamışlar...
--spoiler--