türban, türban, türban... eh yetti be kafa siken dinci zırvaları! türban ne ya? türban ne ki ben ona saygı duyayım? türban, hint ve afrikalıların güneşten korunmak için kafalarına sardıkları bez parçasına fransızların verdiği isim. ne saygısı ya? ortada saygı duymalık bir mesele mi var?
sizin derdiniz üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi? dininiz için mi örtünüyorsunuz? örtünün. saygı duyuyorum. siz kendiniz, saçınızdan daha mahrem yerlerinizi örten kıyafetlerinize daha da doğrusu iç çamaşırlarınıza saygı duyuyor musunuz ki bizden "türban"a saygı istiyorsunuz? siz örtünmenize mi saygı istiyorsunuz yoksa "türban"a mı? manyak mısınız siz? tarağa, şampuana, masaya, çantaya, eve saygı mı duyuyoruz ki kumaşa saygı duyalım? sizin derdiniz başka şeyler. sizin derdiniz ayrıcalıklı olmak, belli bir siyasi simgeyi ön plana çıkarmak. türbanın orjinaline alakasız bir şekilde kapanıp, buna ısrarla türban diyorsunuz. prada çanta takıp, x5'e biniyorsunuz. burberry trençkotlar sizin yeni pardesüleriniz, en pahalı eşarplar son gözdeleriniz. islami burjuvanız içinde pek memnunsunuz halinizden. o değil de sizin dininiz israfı, lüksü yasaklamamış mıydı? sahi, hiç biriniz babanız ölünce türkiye cumhuriyeti devleti'nin size verdiği mirasın daha azını almak için mücadele ediyor mu? islamınız size daha azını reva görüyor çünkü. yoksa bilmiyor muydunuz? neden? dininizin ilk emrini yerine getirip kutsal kitabınızı açıp okumadınız mı yoksa? okuyup da anlamadınız mı? pardon, siz kitabınızın arapça okunması gerektiğine inanıyordunuz değil mi? iman ettiğiniz kitap, arapçanın okunuşunun, türkçe'de karşılığı olmayan seslerin, latin alfabesiyle yazılışı. çok anlamlıymış hakikaten. devam edin.
peki siz orta-alt sınıf? hani türbanlı diye metrobüste yer verilince suratında memnuniyet ifadesi oluşan? pek özendiğiniz burjuvanız gibi türlü yasa dışı, din dışı, ahlak dışı işler çevirip paraları cebinize indiremediğiniz için türkiye'de üniversite okumaktan başka, yurtdışında üniversite okumak gibi bir şansınız olamadı maalesef. cemaatinizin fem vs. aracılığı ile ulaşıp el attıkları hariç olanlar, sizden bahsediyorum. üniversiteye girdiniz, tebrikler. başınız göğe erdi mi? aa, türban vardı değil mi, erememiştir o yüzden. sizlerin o iğrenç bakışlarından nefret ediyorum. kendinizi ahlak timsali zannettiğinizi dünyaya kibirle anlatan, o kendini bilmez, cahil cesaretli, o yılan bakışlarınızdan tiksiniyorum. o yüzünüz boya kutusundan yeni çıkmış gibi. o kadar ucuz duruyorsunuz ki... sizin yerinize ben utanıyorum.
sizin dininiz islam değil, sizin dininiz türban. islamın yasakladıklarını türban emrediyor size, gurur, kibir, cehalet, hoşgörüsüzlük, israf, lüks, bencillik, dolandırıcılık, kul hakkı yemek, riyakarlık... ve daha sayamadığım onlarcası...
size bakınca bunları görmek istemiyorum, o yüzden size bakmak istemiyorum bile. siz ise daha da görünür olmak için herşeyi yapıyorsunuz, görünmesin diye sakladığınız saçlarınız ve bedeninizle...
(bir de gerçekten örtünenler, yalana dolana bulaşmayan, kendinden olmayana da hoşgörüyle davranabilenler var ki, onlar gerçek saygıyı hakediyorlar. bu sözlerin hiçbiri onlara değil.)
türban sizin beyninizi öyle bir uyuşturmuş ki, kafanız güzel olmuş, güle güle kullanın.