yok mu bildiğin bir kaç ninni?
biliyor musun, huzursuz uyuduğum her gün bir kaç kabus daha ekleniyor rüyalarıma. ve söylemeliyim ki huzurlu bir şekilde en son ne zaman uyuduğumu hatırlamıyorum. yavaş yavaş uyumaktan da korkar oldum. vitaminler alıyorum, kafein banyosu yapıyorum. sırf uykum daha geç gelsin, geldiğinde de o kadar derin uyuyayım ki, en azından bir sabah kendi isteğimle uyanayım diye. ama pek biçare bunlar. yeni şarkılar, türküler dinlemeyi de bıraktım. sadece bana bıraktığın üç dört şarkı dönüyor playlistde. herhangi bir film izleyeceksem çekimser davranıyorum artık, önce uzun uzun konusunu okuyorum. olabildiğince mutlu olmalarına dikkat ediyorum. bilirsin gelecekle ilgili planlar yapmayı, hayal kurmayı pek sevmem. ama harika bir hayalim var. neredeyse her şey hazır ama tek bir sorun var. okul. yalvar yakar aldığım o saçma sapan raporlar nedeniyle, bir çok sınavıma giremedim. ne bok yiyeceğim bilmiyorum. aslını söylemek gerekirse korkmuyorumda. ama hayal kurmayan benim, tek hayalimde bu yüzden yıkılabilir. okula gittiğim o ender günlerde sürekli üst kapıyı kullanıyorum. olur ya alt kapıdan çıkarsam, o parkın ıssızlığında en karanlıkta kalan banka iki silüet yerleştiriyor gözlerim. en son yine orda işkence ettim kendime. kulağımda kulaklık sınavıma tek başıma çalışacaktım, o yağmurun ortasında, orada. başarıyordum ki "yine sonbahar,yine yağmurlu akşamlar,yine sensiz o parklar"
dedi o sevdiğimiz kadın. doldu gözlerim, beklemiyordum. devamında o ilahi mesajlar yine nüksetti tabi. uzaklardan bir köpek koşarak geldi üzerime doğru. kısa bir süreliğine arkadaş olduk, sarıp sarmaladım. ardından arabaları izledim uzun uzun. nereye gidiyorlardı, hangisine binsem beni sana götürürlerdi. yoksa hiç birinin güzergahı sana çıkmıyor muydu? sen neredeydin ki? olmak istediğin yerde miydin?
inan o sırada gülüşüp geçen insanlara baktığım kin dolu gözlerle kimseye bakmadım. 3.5 saat aynı şarkı çaldı, ben aynı yerde oturdum, aynı şeylere baktım. geçmeni beklemiyordum ya oradan, geçmedin de zaten. sınavımda tabi arkasından bok gibi geçti. hoca sınav kağıdının altına not düşmüş "geyik yapmayın. lütfen kendi yorumunuzu kendinize saklayınız" diye. oysa tüm sorulara cevap olarak seni yazmalıydım, ben sana çalışmıştım ama geyik yaptım kağıtta.
neyse inan bu ara o kadar çok şey yazabilirim ki, bir yerlerde kendime dur demeliyim. zaten yavaş yavaş uykumda geliyor. kabuslarımla yüzleşeceğim yani.
son olarak özledim be kadın.güldüğünde mevsimlerimi değiştirişini. sen varken, kimseleri umursamadan davranışlarımı. yüzümü yıkamak, dişimi fırçalamak, saçımı-sakalımı kestirmek, parfümümü sıkmak için bir nedenim oluşunu özledim. o parka silüetler yerine, gerçeklerini koyma ihtimalini özledim.
mükemmeldi gidişin, hala söyleyemiyorum kimselere.