Yazarlar gerisini bizim doldurmamızı istiyorlar; Güneş batıyor, demekki akşamüstü. Karanfill solduğuna göre, mevsimlerden şu olabilir. Saat ortalama şudur, kutuplarda bir yer değildir..gibi. Zihnimiz yazarın verdiğini okuyup, alt metinlerini doldurmaya başlar.
Yılmaz Özdil'in 1 ocak'ta yazmış olduğu yazısı da aslında uzakdoğu şiirleri gibidir. Ama bir çok Türk insanı uzakdoğulu olmadığı için yazdığı yazıyı anlamamış olacak! Anlayanlar uzakdoğulu mu diyeceksiniz, elbette hayır; ama yapılandan haberdarlar.
Ben çok çok beğendim. Yılmaz Özdil yazdıklarıyla bir Edip Cansever, bir Cemal Süreyya, bir Sunay Akın'lık oluşturmuştur gözümde. Helal olsun.
Dile kolay 52 yıl; bir ömür geçmiş. Biz hala bir vitamin olamamışız.