hiç bir foktan haberi olmayan, egolarını tatmin etmek isteyen müdürcüklerin emridir. sorsan şirketteki terimleri bilemeyen adam başına müdür diye geçer. ardından hadli hadsiz konuşmalarla canını sıkar. mesai saatleri gereksiz uzar buna ek olarak haftalık belkide aylık yaptığın raporlar artık saatlik olur. hele hele şirket yanlışlıkla falan kar'a geçtiyse yandın demektir bu o'nun başarısıdır. bu kendini bilmez sırf zevkleri, egoları uğruna insanları 1 ocak günü mesaiye çağırır.
yukarıdaki entry'de geçen hikaye türkiye'nin karanlık ve puslu hatta acımasız iş yaşamında hemen hemen her işçinin başına gelen olaydır. gerçek kurum ve kişlerle tamamen alakası vardır.