dilekçenin yazılacağı makam fark etmez; yeter ki yazılması gereken bir dilekçe olsun ortada.
a4ü ve kalemi sıkıştırıp "yeğen sen hukuk bitirdin şuraya bi dilekçe patlat bakalım, boşuna mı okudun amk" benzeri cümlelerle bu sikko görevi kitlerler hukukçuya. bittikten sonra da "ulan bunu ben de yazardım, biz de seni bi şey sandık. senden bi bok olmaz" diyerek bi dahaki dilekçeye kadar da ortadan kaybolurlar.
onların ben tee amk, babadan oğula nesil ne yazık ki bunlar.