yirmi üçünde bir daha hiç gelmemek üzere gittin...
oysa demiştin ki,
"her ne olursa olsun, istersen suçlu ol, isterse ucunda ölüm olsun; ben hep yanındayım"
olmadın, çünkü olamadın...
yetmedi ki ömrün...
bunu bir de kendime anlatabilsem!
bir suçlu arıyorum! şöyle ağız dolusu sövebileceğim. yok yok yetmez, hatta tüm gücümle girişebileceğim!
gerçekten bir suçlu olsa keşke. ağzını burnunu dağıtsam şöyle!
ama yok ki...
takdir-i ilahi diyerek nokta koymak zorundayım...
canım yanarak,
kalbim acıyarak,
içim parçalanarak,
artık hiç umursamadığım hayatın rüzgarlarında savrularak,
kan ağlayarak,
perişan olarak,
ipi kopmuş bir uçurtma gibi oradan oraya uçarak,
delirerek...
ben insanım işte!
tevekkül bir yere kadar,
isyandan korkarak.
kabullenmek bir yere kadar,
hep içini deşecek bir suçlu arayarak.
ben olmak bir yere kadar,
ölümüne alışarak.
alışmak mı? kimi kandırıyorum ben?
geçen sekiz yıl parmağımdaki yüzüğü çıkarsa da, yerine kalbime dağlanmış bir pranga bırakmadı mı sanki?
seni seviyorum!
seviyorum hala...
hem de ilk günden daha taze,
en alıştığım zamandan daha kesin,
en vazgeçtim dediğimden daha yakıcı...
olmadı,
olamıyor,
olmayacak işte...
dön desem, ölüm meleğinin görünmez kelepçesinin ucundasın,
unuttum desem, aklım yer değiştirmediği müddetçe yalan,
olmasan da yapabiliyorum desem, o daha büyük bir yalan!
bıraktığın güzelliklerle salınırken hayat ne anlamlı...
ama sadece anılarla yaşayamıyor insan!
acıyla kıvranmak!
yaşadığım bu...
acıyla kıvranmak!
nam-ı diğer nefes alışım...
acıyla kıvranmak!
bıraktığın her şeye şükrederken hissettiğim...
şimdi sen soğuk, hatta buz gibi bir mezardasın, ben sıcak evimde seni düşlerken...
oysa ne çok uğraşmıştık bir an olsun daha birlikte kalabilmek için...
sevgilim...
bunu senden başka hiç kimseye söylemedim.
sevgilim...
seni gerçekten çok özledim.
kurulamadığın bacaklarını,
gizlice oynadığın at yarışlarını da,
beni kızdırdığında aldığın yüzükleri,
ve annemden öte anneni de,
özledim ve hiç unutmadım.
sen benim kalbimdeki özsün.
seni sevmeyerek nasıl yaşanır ki dünya?
unut artık diyor en sevdiklerim.
aklımı kaçıracağımdan korkulu herkes.
bilmiyorlar ki bu orospu çocuğu dünyada, asıl seni düşlemekten vazgeçersem kaçacak aklım!