insan, dünyaya gözünü açtığı andan itibaren Allah'ın âyetlerini
görmeye başlar. Âyet; açık işaret, gösterge ve belge demektir.
Kur'ân surelerinin birbirinden ayrılmış bölümlerine de âyet
denir.
Allah'ın âyetleri Kur'ân'da olanlarla sınırlı değildir. Tüm
varlıklarda; göklerde, yerde, hayvanlarda, bitkilerde, kişinin iç
dünyasında hâsılı her yerde onun âyetleri vardır.48 Bunlar fıtrat
âyetleridir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Biz hem dış çevrede hem de kendi içlerinde olan âyetlerimizi onlara
göstereceğiz; sonunda onun (Allah'ın) gerçek olduğu onlar
açısından iyice ortaya çıkacaktır. (Fussilet 41/53)
insanın çevresinde ve içinde var olan âyetler, bir yaratıcının
var olduğunu gösterir. Bu sebeple o, henüz çocukken Allah ile
ilgilenmeye başlar ve çevresini soru yağmuruna tutar. Sonunda
varlıkların Rabbini yani sahibini, gözüyle görmüş ve eliyle dokunmuş
gibi kavrar.
Kendilerine tanrıtanımaz diyen ateistler Allah'ı işlerine karıştırmak
istemeyenlerdir. Onlar kendilerini tanrılaştırır ve
kendilerinin efendisi olmaya çalışırlar. Diğer müşrikler ise Allah
ile beraber başka efendiler bulur, onları Allah'a benzer konuma
getirir ve Allah'a verdikleri kesin sözden cayarlar. Ama
hepsi de bilir ki, Allah'ın bir benzeri olamaz.
(alıntı:doğru bildiğimiz yanlışlar kitabı)
ayrıca:
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. içinizde olanı,
ister açığa vurun ister gizleyin, Allah sizi ondan hesaba çekecektir.
51 Sonra o, bağışlanmayı hak edeni bağışlar, azabı hak edene
de azap eder. Allah'ın gücü her şeye yeter; (Bakara 2/284)