devil

entry35 galeri video1
    17.
  1. 2010 amerikan yapımı korku, gizem, gerilim türlerindeki film.
    --spoiler--
    film bazılarının dediği gibi berbat değil. sadece sinema'da izlenemeyecek kadar kötü. hatta elimden gelse internetten indirip kotamı da doldurmazdım (kota dediğim şu 15gb'ı geçince hızı 512'ye düşüren kota) ama tv.'de gece vakti görüp izleyebileceğiniz ve zevk alabileceğiniz bir film.
    konusu kısaca "katil kim?" ya da "hangisi şeytan?" sorularının üstüne kurulmuş. filmin başında gökyüzünden ters olarak şehri görmek çok hoştu. zaten film'De şehri yine kuşbakışı ama bu sefer düz bir şekilde görmemizle bitti.
    anlayacağınız film güzel başlıyor. şehri, şehir'Deki gökdelenleri kuşbakışı ve tersten görüyoruz. ailesini kaybeden kahraman dedektifimiz bir intihar vakasını araştırıyor. bir gökdelenden içeri giriyoruz. son an'da karar veren ve önceden gelen 5 kişi bir asansöre biniyor. film'in sonunda bunlardan sadece ikisi dışarı çıkabiliyor. çünkü ortam her karanlık olduğunda birisi tahtalıköyü boyluyor. yani her karanlık olduğunda birisine bir şey olacağını biliyorsunuz ve bu heyecanı biraz düşürüyor. ama öte yandan katil kim heyecanı devam ediyor. yani film'in sonuna kadar dikkatimin film'De odaklanmasının tek nedeni bu "şeytan kim?" sorusu ;
    benim tahminim genç, dolandırıcı kadındı ama yanıldım. gerçi yaşlı kadın şeytan olduğunu mö. bilmem kaç yılından kalma sprey'i çıkartınca şüphelendirmişti beni ama ölünce bu şüphem ortadan kalkmıştı. e film'in sonunda da bu sebeple ben de mortingen oldum.
    film bir sürü amerikan klişesi içeriyor. o güvenlik görevlisinin bunu şeytan yapıyor demesi, kimsenin ona inanmaması, sürekli olarak karanlık olunca birisinin öleceğini bilmeniz, hristiyanlık propagandası vs.
    karanlık olduğu sıralarda anlık olarak gördüğümüz korkutucu yüz, filmin kuşbakışı olarak tersten başlayıp düz bitmesi, şeytan'nın kim olduğu konusunda (en azından beni yaptı) ters köşe yapması gibi etkenler film'in artı yönleri. kötü yönlerini de üst'de söylemiştim zaten.
    --spoiler--
    m. night shyamalan'dan beklemediğim kadar kötü bir filmdi ne yalan söyliyim. kendisinin the happening, the village, unbreakable, the sixth sense gibi filmlerini sevmiş ve signs, lady in the water gibi filmlerini ise hiç sevmemiştim. sanırım bu filmi de (marka olan ismine bakarak söylersem) sevemediklerime dahil ediyorum. ondan daha iyisini beklerdim.
    0 ...