Türk halkının eğlenceye ayırdığı zaman çok kısıtlıdır. Zaten garibimin geçim derdinden, ağır hayat şartlarından eğlenceye ayıracak ne parası ve nede zamanı vardır. yılda elle tutulacak iki bayramı vardır. onlarda eğlenilecek değil, dinlenilecek bayramlardır.
Diğerleri milli bayramlar olup, hiçbir eğlence aktivitesi yoktur. Asık suratlı devlet ciddiyeti ile devletin katmanlarını işgal eden zatlar tarafından resepsiyonlarda kutlanır. Halka yine eğlence diye birşey düşmez...
Halkımız düğünlerde bile eğlenmesini beceremeyen bir yapıya sahiptir, hatta eğlenmeyi çoğu kez kafası gözü kırılana kadar dayak yemek olarak algılayan bir görüş açısı vardır... Pazar pikniklerindede çizgili pijamasını giyer, suyun başında oturur. Yok top kaçtı, yok kıza baktın, yok karıya baktın bahanesiyle pazar dayağını yemektende pek kaçınmaz..
hal böyleyken yurdum insanının yılda bir kerecik 250 gr. çekirdek, 2 kg. portakal alıp evinde pijamalarını çekip, tv nin karşısına kurularak, kanalların hazırladıkları unutulmaz yılbaşı eğlence proğramlarını huşu içinde seyretmesini, seyrederken çekirdek çitleyip, portakal yemesini utanarak değil, takdir hisleriyle karşılamak lazımdır.
Hatta böyle fırsatları değerlendirip, bu kadar içten eğlenmesi karşısında insanın kafasına neden yılda bir tanecik yılbaşı var diye takılmıyor değil. Kenan Evren paşa başta olsaydı kendisinden rica edilerek yılbaşılarını 2 ye, 3 e, ve hatta 5 e çıkarmak olasıydı, amma maalesef kendileri, kendilerini emekli edip önce Marmarisi mekan tutmuşlar, sonra bakmışlardırki, Marmaris kesmiyor, o da daha sonra Bodruma hicret etmiştir. onun için şimdilik bir yılbaşıyla idare etmek durumunda kalmışızdır,
Ya biz buraya nereden geldik sevgili patagonyalılar, onun için sevgili yurdum insanına bir yılbaşını çok görmemek lazımdır.
Yılbaşını açıyorum. Tüm insanlarımıza Hayırlı vede uğurlu olsun...