karşınızdaki ne kadar değer verirse, sizin de o kadar değer vermeniz gerektiğini,
iyi niyetin her zaman kötüye yorulduğunu,
hiç bir duygunun inandırıcı olmadığını,
konuşmayıp sustuğumuz da üzülen tarafın biz olduğunu, konuştuğumuz da ise konuştuğumuz için suçlu olduğumuzu,
karşımızdaki üzülmesin diye yapmaktan vazgeçtiğimiz bir çok şey için sonradan maşa olarak kullanılacağımızı,
insanların ilk gördüğümüz yüzlerinin gerçek olmadığını *,
bir insana sonsuz güvenmemeyi,
başka insanlar mutlu olacak diye kendimizi mutsuz etmememiz gerektiğini,
geçte olsa tespit ettim, ettik, ettiler, ediyorlar, ediyoruz..