bu gece çok üzgün, hayata dair umutları tükenmiş, insanlıktan nasibini almamış kişilerce hunharca sevişilmiş bir kızın yürekleri dağlayan, hayata dair iç burkan detaylara örnek verilebilecek kadar duygusal olan dramından bahsedeceğim.
bugün birtakım temaslarda bulunmak adına metrobüse bindim. binmez olaydım. metrobüs çok değişmiş. üniversiteli gençler o arkadaki şark köşesine oturmuş, erkekler şıkır şıkır tempo tutuyor, kızlar ise o şark köşesinin önünde gerdan kırıyorlardı. hemen arkadaki koltuklardan birinde oturan her halinden gayet dindar ve ahlaklı olduğu anlaşılan yüzde 99 akp li bir genç kardeşimiz vardı. kızlar tutunma yerlerine kalçalarını değdirerek şuh kahkahalar içerisinde adeta striptiz yapıyorlardı. kemalist teyzeler; vay be helal kızlarımıza bak, maşallah bunlar cumhuriyetin bekçisi işte diyerek izmir marşı eşliğinde ellerini göbeklerinde birleştirerek umut dolu gözlerle kızlara bakıyorlardı.
ben ise cep kuranımı çıkarmış, gül kokulu seccademin olduğu poşetimi kenara koymuş kuran okumaya hazırlanıyordum. o ara bir kız sürekli cinsel uzvumu kesmeye başladı. kesik kesik bakışlar, seni yerler yerler seni ham yapar bu zilliler gibilerinden birtakım ağzıma alamayacağım kelimeleri söylediler bana bakarak. bakmamaya çalıştım ama oralı olmadılar. erkekler de godoştu sanırım ses çıkarmadılar.
hülasa, maslak'a kadar kendimi tuttum, imdat çekicini kapıp tayyip ne verdiyse saldırmamak adına. sonrasında maslak'ta indim ve üste çıkarak 29t otobüsünü beklemeye başladım. o kızlar da benimle beraber indiler. sanırım ytü maslak yüksek okuluna gidiyorlardı. oranın rektörünü falan tanırım, bayan arkadaşlar geçemezseniz derslerden size de yardımcı olurum. msn için mesaj atabilir, kamerada ben buyum bak bana geçir diyebilirsiniz. bende sizi geçiririm o dersten fotoğrafınızı printscreen yaparak.
neyse, durakta bir kız yanıma geldi ve; ateşinizi alabilir miyim yane? diye sordu. nasıl lan hanfendi hangi ateşten bahsediyorsunuz diye cevapladım, cevaplamaz olaydım.
ben sizin çok efendi, kibar bir beyefendi olduğunuzu farkettim. biz otobüste sizi baştan çıkarmak için türlü türlü orospuluk denemeleri yaptık ama yemediniz. benim çok büyük sorunlarım, çektiğim cinsel açlıklarım var. bu olayı çözümleyebilir misiniz?
tamam otobüse binelim de çözeriz, çözülmeyecek bir şey yok küçük orospucuk deyip işaret parmağımı dudağına götürerek susmasının altını çizdim ve rengarenk gözlerimle otobüsün geldiğini anlattım. otobüse bindik ve anlatmaya başladı.
-ben üniversiteye gitmek istemiyor, tekstil atölyesinde emine, elif, ayşegül, rahimegillerle çalışmak istiyordum. babam gayet laik ve atatürkçü bir insandı. bunun münasebetiyle beni bu okula kaydettirdi.
+yazık, çok yazık. muhtemelen bakire değilsinizdir sayın açık saçık hanfendiciğim dedim.
-keşke bakirelik olsa esas mevzu, ben tecavüze uğradım. beni ytü'nün arka bahçesine götürüp halı sahada birtakım erkekler orama burama salya fışkırttı. sevişildim anlayacağın, bi nevi tecavüz bu.
kıza dedim ki; üniversiteyi bırakıp efendi gibi bir tekstil atölyesine gireceksin, örtünecek ve evleneceksin. bunun ardından da 2011 seçimlerinde ben seni yönlendireceğim eğer azizallah ilk parti çıkarsak yine seni tapu kadastroya falan sokarız. bundan sonra da üsturuplu bir yaşam biçimi ol. böyle üniversite okumasaydın bak ne tecavüze uğrardın, ne de ırzını incelerdi pis erkekler. telefon, msn falan ver de çakışalım bi ara, konekşın kuralım diyerek telefonunu aldım.
içim burkuldu ve kendimden geçtim. otobüsten indik ve benimde işimi halletmem gerekiyordu. işlerimi halletmek adına kızdan uzaklaşırken kızın gözleri dolu dolu ve sanki tek tutunacağı daldan ayrılıyor gibiydi...
işlerimi halettikten sonra mahalleye geldiğimde pideci rahmet abi ile karşılaştım. onun da canı sıkkındı. sordum anlatmadı.
rahmet abi gel iki rekat namaz atalım keyfin yerine gelir. ya da dinranç oynarız dedim. dinraç ne diye sordu, bir sonraki bölümde anlatacağımı söyledim.
üniversite kötü, kollamalısın götü.
kaydını sildirmezsen, kaybedersin bekaretü.
