basit ve özetle: sevmeyi bilen erkek ister. ama o da uzun vadede işlerine pek yaramaz...
nedenlere gelecek olursak biz erkekler sevgimizi "tek noktada toplamak" konusunda kadınlar kadar yetenekli değiliz. bizim, sevmeyi bilenimiz arkadaşlarını da sever, alışkanlıklarını da sever, ailesini de sever... ve hiç bir kadın böylesine sebil bir sevgiyi kabul etmez. dolayısıyla erkeklerin, bu yönünü değiştirmeye çalışırlar. erkekler de dağılan sevgileri arasında "en çok payı olan" kadına karşı biraz imtiyazlı davranır, hayatında normalde vereceğinden daha fazla yer verir. normalden daha fazla ilgi gösterir ama onun da bir sonu vardır. çünkü amper değeri yüksek bu sevgi belli bir sürenin sonunda enerjiyi tamamen sömürür ve devrelerin yanmasına sebep olur. sonrası bilinen anlamıyla "kaçmak" olacaktır. sürüne, sürüne erkek olduğumuz gibi sürüne, sürüne kaçmak...